"çelikten" - Traduction Turc en Arabe

    • الفولاذ
        
    • الحديد
        
    • الصلب
        
    • فولاذ
        
    • فولاذية
        
    • الفولاذية
        
    • والفولاذ
        
    • فولاذي
        
    • حديد
        
    • حديدي
        
    • كالفولاذ
        
    • للصدأ
        
    Demek ki bomba çinko kaplı çelikten ince bir kaptaydı. Open Subtitles إذاً كان القنبلة موضوعة في حاوية رقيقة من الفولاذ المجلفن
    Ah yaratıcım, neden neden beni çelikten taştan yapmadın sanki? Open Subtitles آه، أيها الصانع، لماذا؟ لماذا لا تجعلني من الفولاذ والحجر؟
    Duvarlar bir metre kalınlığında beton kapıysa çift levha çelikten oluşuyor. Open Subtitles الجدران من الخرسانة بسمك 3 أقدام و الباب من الفولاذ بطبقتين
    Bu dayanıklı araçlar, demirden ya da çelikten yapılmamıştı fakat beklenmedik biçimde yumuşak olan bir şeyden yapılmıştı: pamuktan. TED لم تُصنع هذه الهياكل القاسية من الحديد أو الفولاذ، إنما وعلى نحوٍ غير متوقع صُنعت من مادةٍ لينة: القطن.
    Bu bir geliştirilmiş çelikten davul ve bu da Afrika'yı piyano içine koyduğunuz zaman olan. TED تم تعديل هذا البرميل الصلب هنا ، وهذا ما يحدث عند وضع افريقيا في البيانو.
    Özel yapım, en kalite çelikten, kısa tığ, zırh delen. Open Subtitles مُنتج خاص, فولاذ من أفضل نوعية, سهم قصير, خارق للدروع.
    çelikten bir binada camdan bir oda içinde kapana kısıldık ve kaçma ihtimalimiz hiç yok. Open Subtitles انت فقط عالقة في غرفة زجاجية داخل بناية فولاذية مع عدم وجود أي فرصة نهائيا للخروج
    "O çelikten hidranın sivri kıskaçlarını açtı... Open Subtitles هو يكشف عن مخالبِ الزاوية للهيدرا الفولاذية
    Ve metal armatürü yumuşak, ince ağlı çelikten 15 kat daha sağlam bir fiber kabloyla değiştim. TED لذا استبدلت الحديد بنوع معقد وناعم من الاقمشة وهو اقوى ب 15 مرة من الفولاذ
    Ama aslında plastikler çelikten birkaç kat daha değerlidirler. TED ولكن في الحقيقة، البلاستيك أكثر أهمية من الفولاذ بعدة مراحل
    Bir örümceğin de büyük sırları vardır, çünkü örümceğin ağının ipliğini göreceli olarak karşılaştırdığımızda çelikten daha güçlüdür, ancak tamamıyla elastiktir. TED للعنكبوت أيضًا أسرار عظيمة، حيث أن خيط حرير العنكبوت أقوى من الفولاذ ولكنه مرنٌ تمامًا.
    Ve bu nanokristalin selüloz çok güçlü. çelikten 10 kat daha güçlü. TED وهذا النانوكريستالين سيلولوز قويّ جداً من حيث تحمّله للأوزان فهو أقوى من الفولاذ بعشر مرّات
    Oldukça kalın ve paslanmaz çelikten yapılmış. TED انها مصنوعة من الفولاذ المقاوم للصدأ ، سميكة جدا.
    Zihinlerimiz genç ve sağlamdır çelikten de sağlam olan kirlenmemiş isteklerimizle doludur. Open Subtitles عقولنا شابة ومفعمة بالحيوية الإرادة النقية مصنوعة من الفولاذ الصلب
    Genellikle ufak kasaları açarım. çelikten yapılma gerçek bir kasa olduğunu söylemedin. Open Subtitles عادة أنا أكسر الصناديق القوية لم تقل إنها خزنة مصنوعة من الحديد
    bu malzeme darbeleri absorbe edebilme açısından pound başına emilen enerji bakımından çelikten 6-12 kat daha dayanıklıdır ve bunu daha yumuşak bir şekilde yapmaktadır TED لان تلك المواد في الواقع تستطيع امتصاص قوة بمقدار 6 الى 12 مرة اكثر من رطل الحديد وتفعل ذلك بسلاسة اكبر بكثير
    ve benim röntgen odamın kapısı kurşun ve çelikten yapıldı. TED وهذا هو الباب الى غرفة اشعة إكس انه مصنوع من الرصاص والحديد الصلب
    O kelepçedeki zincir sertleştirilmiş çelikten. Open Subtitles السلسلة في تلك الأصفاد مصنوعة من فولاذ قوي
    Yani ağır, kalın çelikten basınç tanklarına sahip olmaları gerekmiyor, soğutucu olarak su kullanmıyorlar ve reaktörün içinde su gibi ani yoğunluk değişimi yaratan hiçbir şey yok. TED هذا يعني أنها ليست بحاجة لتكون في أوعية ضغطٍ فولاذية سميكة وثقيلة ولا يجب أن تستخدم الماء كمادة تبريد. كما أنه لا يوجد في المفاعل شيء قد يغير الكثافة تغييراً كبيراً، كالماء.
    Olmaz. Yangın merdiveninin kapıları çelikten. Sadece içeriden açılabilir. Open Subtitles لا يمكن هذا، ابواب مقاومة الحريق الفولاذية لا تعمل الا من الداخل
    Dünyanın petrolle yaşadığı ve çöllerde boru ve çelikten büyük kentlerin yükseldiği bir zamana. Open Subtitles عندما كان يعمل العالم بالوقود الأسود والصحاري كانت تنبت مدن عظيمة من الأنابيب والفولاذ
    Kapı saf çelikten... - ...yani yolumuzu açamayacağız. Open Subtitles إنّه باب فولاذي صلب، لذا لن نكون قادرين على الخروج بإطلاق النار عليه.
    Pencerenin dışındaki parmaklıklar 3 inçlik paslanmaz çelikten yapıldı. Open Subtitles القضبان خلف هذه النوافذ مصنوعة من حديد سماكته 3 بوصات
    Buna karşı koyabilmek için çelikten kemikli taştan bir adam olmak gerekir. Open Subtitles يحتاج المرء إلى أن يكون صخرة ولديه عظم حديدي ليقاوم ذلك
    Kapkara, çelikten pençeleri vardı. Zifiri kör karanlığı andıran saçları, Open Subtitles مخالبه كالفولاذ الأسود فروه كحلكة الليل الأسود
    Bir sanatçı kitabı hazırladım kağıt yerine paslanmaz çelikten TED صنعت كتاب فني بالحديد المقاوم للصدأ بدلا من الورق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus