O, Sizin kurban çenesindeki liflerden 2 tür madde buldum. | Open Subtitles | وجدت نوعين من الخيوط على ذقن الرجل |
Savoy Fransa'nın çenesindeki sivilceden daha küçükken benim dengimmiş gibi gösteriş yapıyor. | Open Subtitles | دائماً يعرض نفسه كمساوي لي بينما " ساموي " أقرب إلى " بثرة على ذقن " فرنسا |
Jackson'ın çenesindeki gölgelendirmeyi beğenmedim. | Open Subtitles | " لم أحب شكل الظل تحت ذقن " جاكسون |
çenesindeki o beyaz kılların sakal gibi göründüğünü görünce, fikir kendiliğinden ortaya çıktı. | Open Subtitles | حالما رأيت الشعر الأبيض على ذقنه كاللحية , طرحت بقيت الأفكار في رأسي |
- Muayenenin ortasında serçe parmağımı çenesindeki gamzeye koydum. - Tanrım! | Open Subtitles | في منتصف امتحان أضع الخنصر في ذقنه الدمل. |
çenesindeki lekeden ne anlam çıkarıyorsun? | Open Subtitles | فمه ماذا تفهمين من اللطخة على ذقنه ؟ |