Kızınızın aşkını kazanırsam, karım olduğunda ne çeyiz getirecek yanında? | Open Subtitles | وأنا ، يا سيدي ، لو أحصل على ابنتك الحب ، ما المهر يكون لدي معها كزوجة؟ |
Evet ama onlar şimdi çok meşgul. çeyiz pazarlığı yapıyorlar. | Open Subtitles | هاى ، لكنهم مشغولون داخل يتجادلون حول المهر. |
Zavallı Arthur. Ona vereceğim tek çeyiz tehlikede bir ülke. | Open Subtitles | آرثر المسكين ، المهر الوحيد الذى أقدمه له هو ارض تحفها الأخطار |
Öyle bir adam, büyük bir çeyiz olmadan kızının gitmesine izin vermez. | Open Subtitles | رجُلمثلهلن يسمحلإبنتهبالزواج.. بدون مهر كبير .. |
...sefirlerinizin, uygun bir çeyiz ve benzeri şartlar dahil müzakerelere son vermek için İngiltere'ye göndermenizi arzu ediyor. | Open Subtitles | وهو يشجعلك بإرسال السفراء الى انجلترا لبدء المفاوضات بما في ذلك مسألة مهر أختك وما الى ذلك |
çeyiz parasını istiyor. Umarım ben de çeyizi olan bir kız bulurum. | Open Subtitles | أتمنى أن أجد فتاةً تقدم لي مهراً |
Daha sonra teşekkür edersin, önce çeyizi konuşalım. Ne? — Tabiî ki çeyiz isteyeceğiz. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تشكرني لاحقاً تحدّث عن المهر أولاً |
çeyiz parasını ödeyemediğiniz için şanslısın. | Open Subtitles | مستوى منخفض جداً لقد جاءتك الثروة لم تدفعي المهر |
Umarım iyi ailen uygun bir çeyiz vereceklerdir. | Open Subtitles | أكد لقومك الجيدين أن المهر يجب أن يكون مناسباً |
Bu kadar zengin bir aileyle akraba olmadan önce, çeyiz hakkında konuş | Open Subtitles | قبل الالتزام بعلاقة بعائلة غنية جدا، تحدث عن المهر أولا |
Çünkü Vangorlar, çeyiz'i dağlardan geçirip Pasifik'ten Karayiplere getiren katır katarını kontrol ediyorlardı. | Open Subtitles | لأن عائلة فانجر سيطروا على عملية نقل المهر في الجبال من المحيط الهادي إلى الكاريبي. |
Eğer evliliğinde hataya düşerse, çeyiz tekrar yerine konulur. | Open Subtitles | إن تخلّفت عن الزواج، فعليها إعادة المهر. |
Manhattan'da düzgün bir garsoniyere bile kaçamıyoruz Georgina benim boşanmamı sağlayana ya da ailem çeyiz parasını ödeyene kadar. | Open Subtitles | لنحن حتى لم نستطع الهروب والذهاب لاي فندق في منهاتن حتى تبعث لي جورجينا باوراق طلاقي او حتى يدفع اهلي المهر |
Yoksa sonun Dottie gibi olabilir, babası içinde canlı hayvan bile bulunan büyük bir çeyiz verdiği halde okul balosuna için hala bir kavalye bulamadı. | Open Subtitles | أو قد ينتهي بك الأمر مثل دوتي هنا ، التي بالرغم من أن أبيها عرض مهر كبير ، التي يتضمن الماشية |
Doğru ya. Sonra da başlık niyetine inek istesin, çeyiz için de bir kutu ipek. | Open Subtitles | و من ثم يطلب بقرة و صندوق مليء بالحرير كـ مهر. |
O da çeyiz olmadan bir anlaşma yapılamayacağının ne kadar imkansız olduğunu anlayacaktır. | Open Subtitles | إنه يرى هذا مستحيلاً بدون الإتفاق على مهر تدفعونه |
Kız kardeşine çeyiz olsun diye iki öküz karşılığında satılmış bir köleydi. | Open Subtitles | وقدكانعبداًاشُترى من أجل مبلغ لا يصدق لثورين من أجل مهر أخته |
Caroline için. Evlendiğinde çeyiz olarak kullanabilir. | Open Subtitles | لكارولين,ليكون لديها مهراً عندما تتزوج |
Pandu, benim hayatım Pandu'mu bana çeyiz olarak verin yeter. | Open Subtitles | . باندو" هي حياتي . قدِّم لي "باندو" كمهر لي |
Gaius'tan hizmetlerine karşılık sana bir çeyiz hazırlamasını isterim. | Open Subtitles | سأتوسل لـ(غايوس) كي يدفع لكِ مهرًا كشرف الحصول عليكِ.. |
Leydi Lola, adınıza üzüldüm, çeyiz konusu hakkında. | Open Subtitles | ليدي لولا، اقدم لكِ مواساتي فيما يتعلق بـ مهرك |
Sana çeyiz olarak Doğu Roma İmparatorluğu'nun yarısını getirecek. | Open Subtitles | مهرها لك سيكون نصف الإمبراطورية الرومانية الغربية. |