Pekâlâ, dört gün önce ailesi ve birkaç yüz mülteciyle birlikte Çin'den bir kargo gemisiyle buraya kaçak olarak getirilmiş. | Open Subtitles | انها كانت مهربه من اربع ايام من حمولة سفينة قادمة من الصين, مع والديها, ومئات اللاجئين. |
Dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Mesela bugün Çin'den bir kadın siteme bir şeyler yazmış. | Open Subtitles | امرأة من الصين نشرت تعليقاً في الموقع اليوم |
Yarına Çin'den bir uçağımız geliyor. Araca ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ستصل طائرة من الصين غداً، سنحتاج إلى خدمة توصيل. |
Yazarlar, farklı kişilikleri olan yaratıcı bireyler olarak görülmekten ziyade kendi kültürlerinin temsilciler olarak algılanıyorlar. Çin'den bir kaç tane, Türkiye'den bir kaç tane, Nijerya'dan birkaç tane... | TED | فَالَكُتَّاب لا يُنظر لهم كمبدعين متفردين, إنما كممثلين لحضاراتهم الخاصة. بضعة مؤلفين من الصين, القليل من تركيا, القليل من نيجيريا. |
Biliyor musun Çin'den bir Hainan fosili geldi. | Open Subtitles | أتعرفين ، لقد إستلمنا للتوّ "الهينان" المتحجّر " من " الصين |
Evlat edinme işi nasıl gidiyor? Brian Çin'den bir çocuk evlat edinmeye çalışıyor da. | Open Subtitles | أما من جديد بخصوص تبنيك طفل من الصين ؟ |
Hayır, Çin'den bir arkadaşımız. | Open Subtitles | لا إنها . إنها صديقة لنّا من " الصين " ِ |
O gün, Çin'den bir makyöz gelecek. | Open Subtitles | سيأتي اليوم أحد الفنانين من الصين |
Ona rehberlik etmesi için Çin'den bir buluş olan pusulayı. | Open Subtitles | البوصلة لتوجيهه، اختراع من الصين. |
(Müzik) Arunabha Ghosh: Size Çin'den bir hikaye anlatayım. | TED | (موسيقى) أروناب جوش: دعوني أحكي لكُم قصةً من الصين. |
Antik Çin'den bir söz. | Open Subtitles | انه من الصين القديمة |
Muhbirimin dediğine göre bu gece Augustine laptopu Çin'den bir alıcıya satacakmış. | Open Subtitles | مصادري تقول أن الليلة ( أوغسطين ) سيسلم الكمبيوتر المحمول ، إلى مشتري من الصين |
Çin'den bir ay önce geldi, | Open Subtitles | وصلت من "الصين" منذ شهر |
Çin'den bir kız? | Open Subtitles | فتاة من (الصين)؟ |
Ben de Çin'den bir şey getirdim. | Open Subtitles | لدي شيء من (الصين) ايضاً. |