Aynı şekilde organik tarım hareketi ve çifçi pazarlarındaki patlamanın, insanların, yiyeceklerini, endüstriyel bir zaman çizelgesine bağlı olarak yemek, pişirmek ve yetiştirmekten kaçınma konusundaki çaresizliklerinin diğer göstergeleri olduğunu düşünüyorum. | TED | وأعتقد أيضا إن الازدهارالذي شاهدته حركة الزراعة العضوية و سوق المزارعين الناهضين يوضح حقيقة أن الناس في حاجة يائسة إلى الابتعاد عن الأكل والطبخ وزراعة طعامهم على حسب جدول زمني صناعي. |
Matris mekaniği daha çok hesap çizelgesine benzeyen kompleks sayı dizileri kullanır. | Open Subtitles | تستخدم ميكانيكا المصفوفات صفوف معقدة من الأرقام تشبه جدول البيانات |
Öteki on kişinin zaman çizelgesine yeniden bakalım. | Open Subtitles | دعنا ننظر في جدول الزمني لهؤلاءالعشرةمجدداً. |
Bütün yapacağınız, zaman çizelgesine gitmek, ilgili nesneye çift tıklamak, ve ben Torontolu olduğum için orası olarak ayarladım. | TED | كل ما عليكم القيام به هو الذهاب إلى الشريط الزمني ولقد وضعت مدينة " تورنتو " لانها مسقط رأسي |
Doğru. Bu yüzden bir zaman çizelgesine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إذاً نحتاج الطابع الزمني من الذي قتل ومتى ؟ |
Duygu çizelgesine bir göz atmak ister misin? | Open Subtitles | هاكِ.. أتريدين أن تنظري إلى جدول المشاعر؟ |
Sıcaklık çizelgesine benziyor. | Open Subtitles | هذا يبدو كأنه جدول درجات حرارة |
Allison Goldman'ın son saatlerini zaman çizelgesine oturtmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول وضع جدول زمني للساعات الأخيرة لـ(أليسون غولدمان). |
Görev çizelgesine göre her gün gemideymiş. | Open Subtitles | جدول العمل يبين حضوره كل يوم. |
Peki bu Bay Peller'ın zaman çizelgesine nasıl uyacak? | Open Subtitles | كيف سيُناسب ذلك جدول أعمال السيد (بيلار)؟ |
Evet. Öyleyse döndüğümüzde bir zaman çizelgesine sahip olabilir miyiz? - Neolution'ın birinci gününden itibaren. | Open Subtitles | أجل، هلاّ أعددتما جدول تواريخ منذ إنشاء (نيولوشن) بحلول عودتي؟ |
Beni ilk aradığında ise Miranda'nın zaman çizelgesine göre üç ajanla ve savcıyla birlikte ifade hazırlığındaymış. | Open Subtitles | أول مرة وردني بها إتصال الصوت، يقول جدول (ميراندا) الزمني أنها كانت برفقة ثلاثة عملاء آخرين وكان يستعد النائب العام لشهادة المحكمة |
Bir hesap çizelgesine karşı. | Open Subtitles | جدول بيانات |
Bu da cinayetlerin zaman çizelgesine baktığımız anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني اننا ننظر للخط الزمني لجرائم القتل |
Bu da katilin kalıplaşmış zaman çizelgesine uyuyor. | Open Subtitles | وهذا يناسب الحق الإطار الزمني بناء على نمط لدينا القاتل. |
Sanırım sürekli zaman çizelgesine karışıp durduğum için. | Open Subtitles | اعتقد انه بسبب اني استمر في عبور خطه الزمني |
Karındeşen'in cinayetlerinin tarihteki çizelgesine baktım. | Open Subtitles | التسلسل الزمني لعمليات قتل السفاح على مر التاريخ |