Ve sanırım onların çoğu da buraya gelene dek hiç Alman görmemişlerdi. | Open Subtitles | وأفترض أنّ معظمهم لم يروا رجـل ألمـاني منذ أن جاؤوا إلـى هنـا |
Diğerleri hep yeni otoyol üzerinde. çoğu da sezon açılana kadar kapalıdır. | Open Subtitles | إن الآخرين على الطريق السريع الجديد و معظمهم مغلقون حتى يبدأ الموسم |
Bunlar gazdan devler, üzerinde canlıların tutunabileceği sert bir yüzeyi bile yok, çoğu da etrafında döndüğü yıldıza çok yakın olduğundan sıcaklık öldürücü. | Open Subtitles | هذه عمالقة غازيّة بلا سطح صلب لإيواء حياة. وأغلبهم قريبون جداً من نجومهم حيث ستكون الحرارة قاتلة. |
60 misafirim var, çoğu da seni arıyor. | Open Subtitles | عندي ستون ضيفا هنا وأغلبهم يبحثون عنك |
Ve bir çoğu da en az senin kadar etkileyiciydi. | Open Subtitles | وأغلب من يحصل عليها لديه سيرة ذاتية رائعة كهذه. |
çoğu da erkek. Ya sorgu memuru ya tercüman. -Nerede takılıyormuş? | Open Subtitles | وأكثرهم من الرجال ، سـواء محققين ام مترجمين "ASH" |
Bu markanın çöplerinin çoğu da acı sos paketleriydi ve paketlerin birçoğu hiç açılmadan atılmıştı. | TED | أغلب قمامتها هي أكياس الصلصة الحارة. ومعظمها لم يُفتح حتى. |
çoğu da çocuk zaten. | Open Subtitles | ومعظمهم بالفعل كذلك |
Yüzeye çarpan ışınların çoğu da beyaz örtüden geri yansıyor. | Open Subtitles | وتلك الأشعة التي تضرب السطح يرتد معظمها بفعل هذا البياض العظيم |
Belki ayrıcalıkları olan beyaz bir çocuğum ama doğruyu yanlışı ayırt ediyorum bence suçun çoğu da sende. | Open Subtitles | وأجل، ربما أكون فتى أبيض صاحب إمتياز لكننيأميّزالخطأوالصواب،وصدقاً.. أظنك مسؤولة عن الكثير من هذا |
Eskiden burada haftada 60 küsur saatimi geçirirdim. Bunun çoğu da insanları tanımaya çalışmakla geçerdi. | Open Subtitles | كنت أقضي ما يزيد عن 6 ساعة هنا و أغلبها في التعرف على الناس |
Ve çoğu da bu kurumlardan bir daha asla ayrılamıyordu. | TED | معظمهم لا يغادر هذه المؤسسات بعد ذلك أبدًا. |
Suriye nüfusunun yarısı yerinden yurdundan edildi, çoğu da ülke içinde. | TED | إن نصف الشعب السوري أصبح نازحاً الآن، و معظمهم نازحون داخل البلاد. |
çoğu da çocuk | Open Subtitles | لقد مات حوالى 700 شخص ، معظمهم من الأطفال |
çoğu da benden oldukça gençler. | TED | وأغلبهم أصغر مني سنا، أيضا. |
Bir sonraki saat içinde, Atlantis'te 10 kişiden az insan olacak, bir çoğu da sadece bilimadamları. | Open Subtitles | خلال الساعة التالية سيكون هناك أقل من 10 أشخاص في (أتلانتيس) وأغلبهم سيكونون من العلماء |
Ve bir çoğu da en az senin kadar etkileyiciydi. | Open Subtitles | وأغلب من يحصل عليها لديه سيرة ذاتية رائعة كهذه. |
Şu anda haberlerin çoğunu sosyal medyadaki akışlardan alıyoruz ve haberlerin çoğu da sosyal medyadan çıkıyor... | TED | نحن نحصل على أغلب الأخبار من وسائل التواصل الاجتماعي، وأغلب هذه الأخبار القادمة من وسائل التواصل الاجتماعي تكون ... |
çoğu da hasta. Kasabanın domuzlara ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | وأكثرهم مرضى والبلدة كانت بحاجة إليهم |
Bildiğim kadarıyla 12 ve çoğu da ölü. | Open Subtitles | بقدر ما أعرف, فقط 12, ومعظمها مات بالفعل. |
çoğu da arkadaşım. | Open Subtitles | ومعظمهم أصدقائى .. |
Yüzeye çarpan ışınların çoğu da beyaz örtüden geri yansıyor. | Open Subtitles | وتلك الأشعة التي تضرب السطح يرتد معظمها بفعل هذا البياض العظيم |
Belki ayrıcalıkları olan beyaz bir çocuğum ama doğruyu yanlışı ayırt ediyorum bence suçun çoğu da sende. | Open Subtitles | وأجل، ربما أكون فتى أبيض صاحب إمتياز لكننيأميّزالخطأوالصواب،وصدقاً.. أظنك مسؤولة عن الكثير من هذا |
Son 10 yılda Fas'ta 90-100 arası kaçırma gerçekleşmiş, çoğu da güneydeki çöl bölgelerinde. | Open Subtitles | كانت هناك في مكان ما بين 90 و 100 حالة أختطاف في المغرب في العقد الأخير أغلبها في منطقة الصحراء الجنوبية |