19 yaşıma girdiğimde, 20 defa taşınmıştım ve çocukluğumdaki bu değişkenlik çok fazla arkadaş sahibi olmama fırsat vermemişti. | TED | حين بلغت 19 من عمري، كنت قد انتقلت 20 مرة في حياتي، عدم الاستقرار ذلك خلال طفولتي لم يمنحني فعلا فرصة للتعرف على أصدقاء كثر. |
çocukluğumdaki dört kanallı televizyondan görünüşte sonsuz kablo ve veri akışına ulaştık. | TED | انتقلنا من تلفاز الأربع قنواتٍ الذي أذكره في طفولتي إلى القنوات التلفزيونية اللانهائية والبثّ الحيّ. |
Onların bu görünmezliğini çocukluğumdaki acı ile bağdaştırdım. Görünmezlik hissi benim başarılı bir belgeselci olmamı sağladı. Çünkü bana duygularımı kontrol edebilme yeteneği kazandırdı. | TED | لقد ارتبطت بتخفيهم، الذي سبب لي الألم في طفولتي لكنّه أصبح أعظم ذخيرةٍ لديّ كمصورةٍ للأفلام الوثائقية، لأنني أستطيع أن أتلاشى في تعاطفي. |