Annem çocuklu bir damada sahip olmak zorunda değil. | Open Subtitles | إن أمي غير مضطره للحصول على زوج ابنه لديه طفل |
çocuklu bir kadın kendini nasıl koruması gerektiğini bilmeli. | Open Subtitles | المرأة التي لديها طفل تحتاج لتتعلم كيف تحمي نفسها |
Ama sen çocuklu bir barmenle evlendin. | Open Subtitles | ولكن أنت متزوج نادلة لديها طفل |
Eminim Larry'nin kendisine* çalıştığım... evli ve iki çocuklu bir kadınla zaman geçirmek dışında... yapacak daha iyi işleri vardır. | Open Subtitles | أظن أن لدى ( لاري ) أمورٌ أكثر أهمية من قضاء الوقت مع زوجةٍ سعيدةٍ وأم ٍ لطفلين أعمل عندها |
Beyaz, orta yaşlı, evli ve çocuklu bir adamı arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن أب في منتصف العمر ابيض و متزوج |
Bir gün şişman ve iki çocuklu bir anne olacaksın. | Open Subtitles | -يوما ما ستكونين اما بدينة لطفلين |
Adım Ronny Edry, 41 yaşındayım ve İsrailli'yim. Evli ve iki çocuklu bir baba ve bir kocayım. Grafik tasarımcısıyım. Grafik tasarımı öğretiyorum. | TED | أنا أسمي روني إدري، عمري 41 عام، وأنا من اسرائيل، أنا أب لطفلين، وزوج، ومصمم جرافك. أنا أُدرس تصميم الجرافك. |
Ben bekâr ve çocuklu bir erkektim. O da bekâr ve çocuklu bir kadındı. | TED | كنت حينها أب أعزب وكانت هي أم عزباء |
Mösyö Blank evli ve 5 çocuklu bir babadır. | Open Subtitles | السيد (بلانك) متزوج و أب ل5 أولاد |