Dünyanın o kısmı ile nasıl ilişki kurabilirim bu konuda çok şey öğrendim. | TED | لقد تعلمت الكثير عن طريقة التعامل مع ذلك الجزء من العالم |
Balonla uçma hakkında çok şey öğrendim, özellikle Brian Jones ile dünyanın etrafında dolaşarak yaptığım uçuşlardan sonra. | TED | حسناً , لقد تعلمت الكثير من الاشياء عن المناطيد, وخاصة في نهاية رحلات البالونات تلك والتي جلت بها العالم مع براين جونز |
Başlarda senin bu deneylerine uyuz olmuştum ama kabul etmem gerek kendim hakkında çok şey öğrendim. | Open Subtitles | أتعرف لقد مللت من تجاربك في البداية, ولكن علي أن أعترف, لقد تعلمت الكثير |
Bilmenizi isterim ki bu davada sizden çok şey öğrendim. Ağır işlerin çoğunu sen yaptın. | Open Subtitles | أريدكِ أن تعرفي أنني تعلمتُ الكثير منك في هذه القضيّة. |
Aslan sahibi olmak hakkında çok şey öğrendim diyelim. | Open Subtitles | دعنا فقط نقول بأنّني تعلّمت الكثير حول إمتلاك الأسد. |
Kamptayken çok şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير خلال الأيام التى قضيتها بالمعسكر |
Seninle dövüşerek, senin hakkında çok şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير عنك عن طريق تبادل اللكمات معك |
Dinle, son birkaç günde kendim hakkında pek çok şey öğrendim. | Open Subtitles | اترى ، لقد تعلمت الكثير عن نفسى خلال اليومين الماضيين |
Diyeceğim o ki, parkta annemle oturarak insan doğası hakkında çok şey öğrendim. | Open Subtitles | مغزى كلامي ، لقد تعلمت الكثير عن طبيعة البشر |
Aslında Z-dalgaları hakkında oldukça çok şey öğrendim. | Open Subtitles | حسناً ، في الواقع لقد تعلمت الكثير عن موجات زيتا |
- Dediğim gibi, çok şey öğrendim. | Open Subtitles | جعلت احدهم يراقبني؟ كما قلت, تعلمتُ الكثير |
çok şey öğrendim, yani, mutlulukla ilgili çok şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمتُ الكثير، لقد تعلمتُ الكثير عن السعادة |
Seni izlerken hayattan çok şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلّمت الكثير عن الكثير من الأشياء عن الحياة بمراقبتك. |
(Kahkaha) Fakat takip eden yıllarda, organ bağışıyla ilgili çok şey öğrendim ve hatta bu alanda işe bile girdim. | TED | (ضحك) لكن على مدار السنوات التي تلت ذلك، تعلّمت الكثير عن التبرع، وحتى أنني حصلت على وظيفة في هذا المجال. |
Orada uzun süre oturdum ve bir çok şey öğrendim ve belki de önüne farklı şeylerle çıkabilirim. | Open Subtitles | كنت أجلس هناك و أتعلم الكثير وربما أستطيع أحضار شيئا مختلفا على الطاولة |
Yıllardır, ilk kitabından beri, ondan çok şey öğrendim. | Open Subtitles | لسنوات.. من خِلال كتبه, تعلّمتُ الكثير, |
Son birkaç haftada çok şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير في الاسابيع القليلة الماضية |
Uzun bi yolculuk yaşadım ve çok şey öğrendim | Open Subtitles | حسنا , لقد كانت رحله طويله و انا تعلمت الكثير |
Evet, çok şey öğrendim. | Open Subtitles | أجل، لقد عرفت أشياء كثيرة. |
Bay Scordia, erkek erkeğe konuşacak cesaretim olmadığı için beni affediniz ancak son aylarda cesaret hakkında çok şey öğrendim, | Open Subtitles | عزيزي سيد سكورديا أعذرني لم أجد الشجاعة لأكلمك رجل لرجل الشهور الأخيرة علمتني الكثير عن الشجاعة |
Hastanede ticarete ilişkin çok şey öğrendim. | Open Subtitles | وهنا تحسنت كثيراً، وتعلمت الكثير من الحرف |
Bu akşam çok şey öğrendim. | Open Subtitles | حسناً، هذه الليلة كانت غنية بالمعلومات. |
Çünkü ben Caprica isyanı arasında oldukça çok şey öğrendim. | Open Subtitles | لأنني تعلمت الكثير بين المتمردين على Caprica. |
çok şey öğrendim Necmettin, Mahmut, Rafi gibi insanlardan. | TED | تعلمت الكثير من أشخاص كنجم الدين ومحمود ورافع. |
Beş deniz, iki okyanus, dokuz liman boyunca seyahat ettik ve gemi taşımacılığı hakkında çok şey öğrendim. | TED | أبحرنا عبر خمسة بحار، محيطان و تسعة موانئ، و تعلمت الكثير عن النقل البحري. |
Ondan çok şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير منه المحاسبة، التسعير |