"çok şey yaşadık" - Traduction Turc en Arabe

• مررنا بالكثير
• خضنا الكثير
• واجهنا الكثير
• بالكثير أنا

Birlikte çok şey yaşadık. Artık veda etme vakti geldi.
لقد مررنا بالكثير من الأمور معاً وقد حان الوقت لأقول:

Evet, sen ve ben yıllar boyu çok şey yaşadık.
أجل، أنا وأنت مررنا بالكثير خلال السنوات

Son zamanlarda çok şey yaşadık, ve şükretmemiz gereken çok şey oldu.
، لقد مررنا بالكثير مؤخراً ولدينا الكثير لنشكر الرّب عليه

Bana "Bayan Swan" deme sakın. Birlikte çok şey yaşadık.
لا تناديني بتكلّف فقد خضنا الكثير معاً

- Bana zarar vermez. Birlikte çok şey yaşadık.
لن تفعل شيئاً بي لقد خضنا الكثير معاً

Sen iyi bir arkadaşsın, birlikte çok şey yaşadık.
فأنتَ صديق جَيِّد و لقد واجهنا الكثير سوياً

Birlikte şimdi birbirimizi yarı yolda bırakamayacak kadar çok şey yaşadık.
لقد مررنا بالكثير أنا وأنت على أن نخذل بعضنا

çok şey yaşadık ve minik, yumuşak bir dostun varlığı acımızı hafifletebilir diyorum.
تعرف,لقد مررنا بالكثير و ربما وجود صديق صغير محب للعناق سيساعدنا في تخفيف الألم

çok şey yaşadık. Devam etmeye çalışıyoruz.
لقد مررنا بالكثير ونُحاول ان نمضي قُدماً

Şu son birkaç günde seninle çok şey yaşadık.
لقد مررنا بالكثير في الأيام الماضية أنا و أنت

Ve bu sizin yüzünüzden, çocuklar. Tanrım, birlikte pek çok şey yaşadık.
وهذا كلّه بسببكم، يا إلهي، لقد مررنا بالكثير معاً.

Seninle çok şey yaşadık ve birbirimize karşı dürüst olmalıyız.
أتعلم لأننا مررنا بالكثير معاً مؤخراً و أعتقد أننا ندين لبعضنا أن نكون صادقين

"Birlikte çok şey yaşadık" demem gereken yere geldik sanırım.
اذاً , ألأن نأتي الى الجزء عندما تقول رجاءاً لقد مررنا بالكثير معاً

Üç yıl boyunca okula birlikte gittik ve çok şey yaşadık.
لقد ذهبنا للمدرسة معًا لمدة ثلاثة اعوام... ...و مررنا بالكثير.

Birlikte çok şey yaşadık.
مررنا بالكثير سوية لا تستطيع أن تمحو كُل هذا...

Anna, birlikte çok şey yaşadık ama eğer Sam Winchester'ın yanına yaklaşırsan seni öldürürüm.
{\pos(195,225)} يا (آنا) , لقد خضنا الكثير معاً (لكن إن اقتربتِ من (سام وينشيستر فسوف أقتلكِ

Beraber çok şey yaşadık.
خضنا الكثير معاً

Biz çok şey yaşadık, tamam mı?
لقد خضنا الكثير معاً، مفهوم؟

Her türlü, beraber çok şey yaşadık ve seni özleyeceğim.
في كلتا الحالتين، إننا واجهنا الكثير من الأشياء المهمة معاً، وأنا سوف أفتقدها.

Pek çok şey yaşadık, yani sen ve ben.
لقد مررنا بالكثير أنا وأنت--