Birçok kişi senin davana yardımcı oldu. Ama çok azı gerçeği biliyor. | Open Subtitles | ساندك العديد في قضيتك، ولكن قلّة من علموا الحقيقة. |
Yeryüzündeki büyük icatların çok azı ilk denemede elde edilen başarıdan meydana gelmiştir. | TED | عدد قليل جداً من الابتكارات العظيمة في العالم وجدت من قبل أشخاص ينجحون من المرة الأولى. |
Evet, çok azı İşçi gününe kadar kalmıştır. | Open Subtitles | نعم, قليل هم من وصلوا الى يوم المخاض |
Ama bebek sahibi olunca çok azı dönüyor. | Open Subtitles | لكن يا لوين، حالما تنجبن هؤلاء الفتيات مولوداً فإن القليل جدا ًمنهن يعدن إلى المدرسة على أية حال |
Yolların çok azı asfaltla kaplıydı. | Open Subtitles | القليل جداً من الطرق فى روسيا كان مُعبداً |
Çok kişi çağrılır, çok azı seçilir. | Open Subtitles | العديد يأتون ويذهبون، القليل فقط يثبتون أنفسهم |
çok azı bir ülkünün takipçisi olarak seçilir. | Open Subtitles | قلة هم من يتم اختيارهم لكي يسعوا نحو هذه المثالية |
Birçok insan tarafından görülmüş ama çok azı tarafından tanınmıştım. | TED | كنت مألوفة للكثيرين و لكن فعليا معروفة من قبل عدد قليل. |
çok azı ile, yemekhanede yemek kızartabilirsin. | Open Subtitles | انها لـ (تايني) للقلي في قاعة الطعام |
Birçok insan hayvanların yok olmasını durdurmak için çalışıyor ancak bu insanların çok azı bu ülkelere veya en çok etkilenen toplumlara aşina. | TED | يعمل العديد من الناس على منع انقراض الأسود، إلّا أنَّ قلّة قليلة من هؤلاء الناس هم من السكان الأصليين لهذه البلدان أو من المجتمعات الأكثر تضرّراً. |
"Sana söylemiştim" deyişi birçok kişi tarafından söylenir ama çok azı yerine oturtur. | Open Subtitles | "عبارة "قد حذّرتك" صيغة فنيّة يعتمدها الكثيرون، ولكن تتقنها قلّة" |
Londra bize çok şey bildirdi ama bunların çok azı gerçekleşti. | Open Subtitles | لقد أبلغتنا بأشياء كثيرة و قليل جداً يبدو أنه يتحقق |
Khonsu'nun Jaffalarından çok azı gerçek kimliğini biliyor. | Open Subtitles | قليل جداً من جافا الكونسو يعلمون حقيقته |
çok azı şikayet etti. | Open Subtitles | .قليل هم من اشتكي |
Evet çok azı hayatta kaldı ki şikayet edebilsin. | Open Subtitles | .بل قليل هم من عاش لكي يشتكي |
çok azı bunun ne demek olduğunu bilir. Devam etmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | القليل جدا مما يعيون معنى ذلك وعليك ان تستمر بذلك |
Çok, çok azı öyle. Agostini çok nadir görülen bir örnek. | Open Subtitles | القليل و القليل جدا منهم "أغوستيني" على سبيل المثال |
Bu binada birçok genç kadınla deneme çekimi yaptık ama çok azı bu odaya girebilmeyi başardı. | Open Subtitles | اختبرنا الكثير من الشابات في هذا المبنى لكن القليل جداً منهم تمكن من دخول هذه الغرفة |
çok azı kendi kaderlerini çizer. | Open Subtitles | القليل جداً منهم يصنع مصيره |
Bu arılar yaşam döngülerinin çoğunu yerde saklanarak ya da ağaç diplerinde geçiriyor. Bu güzel yaratıkların çok azı balarıları gibi yüksek sosyal davranış göstermek üzere evrilmiştir. | TED | وهو يقضي الجزء الأكبر من دورة حياته مختبئ بالأرض أو داخل جوف جذع ما لكن القليل فقط من تلك الأنواع الجميلة قامت بتطوير نظام اجتماعي متطور ومنها نحل العسل. |
Bazı akademisyenler tüm dillere özgü ortak kalıpları belirlemeye çalıştı, fakat isim ve fiil olması gibi bazı temel özellikler dışında, bu sözde evrensel dilbilim özelliklerinin çok azı tespit edilebildi. | TED | حاول بعض العلماء تحديد أنماط متشابهة بين جميع اللغات ولكن بعيداّ عن بعض الخصائص الأساسية مثل وجود الافعال و الأسماء، يوجد القليل فقط مما يسمى بالخصائص اللغوية العالمية |
O tutku için her şeyi tehlikeye atmak isterler ama çok azı bunu oynayabilir. | Open Subtitles | لذلك يرغبون بالمخاطرة بأي شيء في سبيل ... ذلك الشغف، لكن قلة هم من يحركهم شغفهم |
çok azı bile sana bir gün yeter. | Open Subtitles | (تايني)، يمكنها ان تُعطيكي واحد اليوم |