Ama oyunlardan çok daha önemli bir şey olmalıydı. | Open Subtitles | لكن لابد ان يكون هناك اشياء أكثر أهمية من الألعاب |
Teorinize uygun sonuçlar aradığınız yerde özgüveniniz bilimsel doğruluktan çok daha önemli bir hâle gelir. | Open Subtitles | لأن احترام ذاتك أصبح أكثر أهمية من الحقيقة العلمية |
Sen de bana bundan çok daha önemli bir şeyi anlatmadın. | Open Subtitles | أنتِ لم تخبريني بشيئ أكثر أهمية من هذا |
Kusura bakmayın telefonu açamıyoruz, ancak muhtemelen çok daha önemli bir şey yapıyoruz. | Open Subtitles | عذرا لم نتمكن من الاجابة على الهاتف لكننا ربما نفعل شيئا أهم من ذلك بكثير |
Korkarım bu çok daha önemli bir konu. | Open Subtitles | أخشي ان ما نريده أهم من ذلك |
Kilisenin kararından çok daha önemli bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء أكثر أهمية من إدانة الكنيسة. |
Kendimizden çok daha önemli bir şeyle ilgili olduğumuzu hissetmek. | Open Subtitles | ليهتموا بأمور... أكثر أهمية من أنفسهم |
Ve önemli olduğuna inanıyorum. Bunu [anlaşılmıyor] ve TED için bir nevi sembol olarak düşünebilirsiniz; sizi teknoloji ve doğa konusunda düşündürmeye başlıyor ve tüm bunları bir araya getiriyor -- bu konferansı, bence, bu ülkede, bu 10 sene içerisinde olan herhangi bir olaydan çok daha önemli bir hale getiriyor. | TED | و أنا أعتقد أنه بذاته مهمٌ أيضاً. بامكانكم التفكير به بوصفه رمزاً لـ [كلمة غير واضحة] و لـ تي إي دي التي جعلتكم على نحو ما تفكرون بالتكنولوجيا و الطبيعة، و تضعون الإثنين معاً في أشياء هي -- التي جعلت هذا المؤتمر، أظن، أكثر أهمية من أي مؤتمر انعقد في هذا البلد منذ عقود من الزمن. |
Ondan çok daha önemli bir şey için. | Open Subtitles | من أجل شئ أهم من ذلك بكثير |
Ben çok daha önemli bir şeyin peşindeyim. | Open Subtitles | أنا وراء شيء أهم من ذلك بكثير |