Bu söyleşinin özü hakkında görüşlerini duysaydım inan çok daha mutlu olurdum. | Open Subtitles | أتعلم،سأكون أكثر سعادة إذا سمعت نوعا من تصوّر في بالك لهذه المقابلة |
Diğer çocuklarınla çok daha mutlu olduğuna göre ben taşınıyorum. | Open Subtitles | بما أنكِ تبدين أكثر سعادة مع أبناءكِ الآخرين، سوف أرحل |
Tekerlekli iskemlede değil de yatağınızda uyursanız sigorta şirketi çok daha mutlu olacak. | Open Subtitles | شركة التأمين ستكون أكثر سعادة إذا أستطعت النوم على السرير أثناء الليل بدلاً من الكرسى المتحرك |
Beni konu olarak seçmeseydin, o gece gelen bir başka fotoğrafçı olsaydın hepimiz şimdi çok daha mutlu olurduk öyle değil mi? | Open Subtitles | لو لم تختاريني كموضوع لو عينت مصورة آخري لكنا جميعا اسعد الآن أليس كذلك ؟ |
Oh, o çok daha mutlu olacak bizimle birlikte olduğunda. | Open Subtitles | حسنًا، سيصبح أكثر سعادةً عندما يعيش معنا كامل الوقت. |
çok daha mutlu oldum. Oturun lütfen Doktor. | Open Subtitles | ولا زلت على حالك تفضلي بالجلوس، دكتورة |
Duş yapabileceğim sıcak suyumuz olsaydı çok daha mutlu olabilirdim. | Open Subtitles | وسأكون أسعد لو يمكننا الحصول على الماء الساخن لأستحم |
Gelecekteki milyarlarca insan için çok daha mutlu bir hayat yaratabilirler. | TED | بإمكانهم تأسيس حياة أسعد بكثير لمليارات من الناس عبر المستقبل. |
Ama bu yalan, ikimizi de gerçekten çok daha mutlu etmişti. | Open Subtitles | ولكن الكذبة جعلتنا أسعد مما قد تفعله الحقيقة |
Tekerlekli iskemlede değil de yatağınızda uyursanız sigorta şirketi çok daha mutlu olacak. | Open Subtitles | شركة التأمين ستكون أكثر سعادة إذا أستطعت النوم على السرير أثناء الليل بدلاً من الكرسى المتحرك |
Herhalde senin yanında, yatakta olsa, çok daha mutlu olurdu. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون أكثر سعادة في السرير معك. |
Cebim ikimizi de çok daha mutlu edecek bir şeyle dolu. | Open Subtitles | لديّ في جعبتي ما سيجعلنا نحن الإثنان أكثر سعادة |
İkisi de belirtilerin azaldığını söylüyorlar ve yarım saat öncesine göre çok daha mutlu görünüyorlar. | Open Subtitles | كِلاهما يقول أنَّ أعراضه تضمحل ويبدوان أكثر سعادة مِمَّا كانا عليه قبل نصف ساعة. |
Biliyor musun, Şehrin bu kısmında yaşayan insanların... çok daha mutlu ve iyi olduklarını düşünürdüm. | Open Subtitles | أتعلم لقد كنت أؤمن أن الناس في هذا الجزء من البلدة أكثر سعادة ، و أفضل |
Minnesota'ya alıştıktan sonra çok daha mutlu olacak, hepimiz için iyi olacak. | Open Subtitles | وريثما تستقر بمنيسوتا ستكون اسعد بها ونحن كلنا سنكون كذلك |
Sen de diğerleri gibisin, değil mi? çok daha mutlu olurdun, eğer... | Open Subtitles | .. انت مثل البقيه, ستكون اسعد بكثير |
Savaş başlayınca çok daha mutlu olacaksın. | Open Subtitles | . سوف تكون أكثر سعادةً عندما تبدأ الحرب |
Çünkü şu anda bulunduğu yerde çok daha mutlu. | Open Subtitles | لأنها أكثر سعادةً في مكانها الآن |
çok daha mutlu oldum. Oturun lütfen Doktor. | Open Subtitles | ولا زلت على حالك تفضلي بالجلوس، دكتورة |
Duş yapabileceğim sıcak suyumuz olsaydı çok daha mutlu olabilirdim. | Open Subtitles | وسأكون أسعد لو يمكننا الحصول على الماء الساخن لأستحم |
Bizce sizinle evlenseydi o da ve kesinlikle biz de çok daha mutlu olurduk. | Open Subtitles | نعتقد بأنها ستكون أسعد بكثير ، و نحن بالتأكيد كنا سنكون أسعد ، لو أنها قامت بالزواج منك بدلا منه. |
O tür bir kadın olsaydın, şimdikinden çok daha mutlu olurduk. | Open Subtitles | لو كنتِ من هذا النوع من النساء، كنا سنصبح أسعد مما نحن الأن. |