Söylemediğim çok fazla şey var ve bir sürü vaktimi boşa harcadım. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء أنني لم يقله، وأنا يضيع الكثير من الوقت. |
Yani, bu madde ile yapılabilecek çok fazla şey var. | TED | لذلك هناك الكثير من الأشياء التي يمكن أن تُصُنع بهذه المادة. |
Gerçekten mi? Muhtemelen geri dönmemiz gerekecek... Burada çok fazla şey var... | Open Subtitles | ربما سنحتاج للعودة مرة أخرى هناك أشياء كثيرة هنا تحتاج للبحث |
Ümitlerini sana bağlamışlar ve öyle hissediyorum ki... ortada çok fazla şey var. | Open Subtitles | لديهم آمالهم يشبك عليك و أشعر أن هناك الكثير على المحك. |
Riske attığın çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك اشياء كثيرة على المحك |
Özür dilerim. Şu an aklımda çok fazla şey var. | Open Subtitles | أنا أسف ، لدى الكثير فى رأسى فى الوقت الحالى |
Bu evde çok fazla şey var, ve rica ederim, | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في هذاالمنزل،وأناأريدك.. |
Biraz müsaade edin. Düşünecek çok fazla şey var. | Open Subtitles | امنحها ثانية، إن عقلها حافل بأمور لا حصر لها. |
Bilmen gereken çok fazla şey var, tatlım. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة يجب أن تعرفها يا حبيبي |
Çok fazla bilgi var, başa çıkılacak çok fazla şey var. | TED | هناك الكثير من المعلومات الكثير من الاشياء للتعامل معها |
Yazmak için harika bir zaman. Çünkü insanlardan öğrenebileceğiniz çok fazla şey var. | TED | إنه وقت رائع للكتابة. لأن هناك الكثير من المداخلات التي تستطيع الحصول عليها من الناس. |
Söyleyecek çok fazla şey var, fakat daha sonra çok zamanımız olacak. | Open Subtitles | هناك أكثر بكثير للقول لكن سيكون هناك الكثير من الوقت لاحقا |
Ona söyleyebilmeyi dilediğim çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي أتمنى أن أخبرها بها |
Söylemediğim çok fazla şey var ve bir sürü vaktimi boşa harcadım. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي لم أقلها وأضعت الكثير من الوقت |
Yapmadığım çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء التي لم .. افعلها |
Yani, çok fazla şey var harika şeyler unutmak istemediğim. | Open Subtitles | لا تفعل ذالك أعني ، هناك أشياء كثيرة أشياء رائعة ، أنا فقط لا أريد نسيانها ، كما تعلمون |
Ama burada seçebileceğin çok fazla şey var. | Open Subtitles | لكن هناك أشياء كثيرة مختلفة لأختار منها |
#Maddi gücümün yetmeyeceği çok fazla şey var# | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة جداً لا أقدر على ثمنها |
Ortada çok fazla şey var, bizim yarışmayı kazanmamız gerek. | Open Subtitles | لا, هناك الكثير على المحك علينا - الفوز بالمسابقة |
Kaybedeceğimiz çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير على المحك هنا |
Eklenmeyen çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك اشياء كثيرة لم يعلن عنها |
Sana yardım etmek isterdim, fakat şu anda uğraşmam gereken çok fazla şey var. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن أساعدك ولكننى لدى الكثير لأتعامل معه الآن |
Bu dünyada insanın üzerine gelen çok fazla şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء في العالم تعمل على إيحباطك... |
Biraz müsaade edin. Düşünecek çok fazla şey var. | Open Subtitles | امنحها ثانية، إن عقلها حافل بأمور لا حصر لها. |
Anlaman gereken çok fazla şey var. | Open Subtitles | ثمة أمور كثيرة جداً يجدر بك أن تتفهمها |