Şimdi, ilk defa, canlı olaral bir şey deneyeceğiz. ve bu gerçekten de, çok korkutucu. | TED | وهذا شيء سوف نقوم بتجربته الآن لأول مرة، في بث حي وهذا حقا، حقا، مخيف للغاية. |
Evet. Bundan da anlaşılıyor ki hiç kimse güvende değil. Bu günlerde böyle bir şey gazete dünyası için çok korkutucu olmalı. | Open Subtitles | أجل، يبدو بأنّه لا أحد بمأمن يبدو بأنّ العمل بهذه الأيام في الصحافة مخيف للغاية |
Benden sizinle konuşmamı istediler... izleyeceğiniz program çok korkutucu şeyler içeriyor. | Open Subtitles | طاب مساؤكم ، طلبوا مني إخباركم أن العرض القادم مرعب جداً ويحمل مشاهد قد تسبب الكوابيس لأطفالكم |
Bu tür bir rahatsızlık çok korkutucu olabilir, ama iyi haber şu ki durumunun geçici olma olasılığı çok yüksek. | Open Subtitles | ذلك النوع من الاضطراب مخيف جدا لكن الأخبار الجيدة هي حالتك حالة عابرة |
çok korkutucu olmalı. Evet, öyleydi. | Open Subtitles | لا بدّ وأنّ الأمر كان مفزعاً - أجل - |
Sana söyledim Flap. Bu kadar hızlı yapmak istemesi çok korkutucu. | Open Subtitles | أخبرتك يا (فلاب)، أن الأمر مُخيف لأنه يريد أن يقوم بهذا بسرعة للغاية |
Ben neyin gerçekleşiyor olduğu temelinde birşeyler teslim edeceğim. çok korkutucu -- Google aslında bunu yapıyor. | TED | سأقوم بارسال شئ بناء على ما سيحدث. إنه مخيف للغاية -- ذلك ما تفعله غوغل، في الأساس. |
Evet, eminim sevgilin çok korkutucu bir insandır buyursun denesin bakalım. | Open Subtitles | نعم، أنا متأكد مِن أن خليلكِ شخصٌ مخيف للغاية ،و له الحرية في المحاولة لكن عليكِ المجيء معي |
Bunların hepsi insan sağlığı için kritik değil ama şimdiden kontrol altına almazsak insanlar ve hayvanlar için çok korkutucu bir geleceğe bakıyoruz. | TED | ليست كل هذه الأمور حاسمة لصحة الإنسان، ولكن إذا لم نتحكم فيها الآن، سوف نتطلع إلى مستقبل مخيف للغاية للبشر والحيوانات على حد سواء. |
Ve ben tüm bu biliyorum çok korkutucu olabilir. | Open Subtitles | . و أعلم أن كل هذا قد يكون مخيف للغاية |
Bugün bir beyin ameliyatı olacağım. çok korkutucu. | Open Subtitles | عليّ أن أخضع لجراحة في المخ اليوم هذا مرعب |
Şu feci halde dayak yiyen kaptan ise tamamıyla bir hiciv aynı zamanda da, çok korkutucu. | Open Subtitles | وطابع سبالدينغ هو قائد مجموعه هُجاء و في نفس الوقت ، إنه مرعب |
- çok korkutucu... O programı izlemene izin verilmemeli. | Open Subtitles | و ذلك مرعب –, لا يجبُ أن يسمحَ لكِ بمشاهدته. |
Daha önce sağır birinin bağırdığını hiç duymamışsan çok korkutucu olabildiğini ben de öğrenmiş oldum. | Open Subtitles | لو كنتى سمعتى شخصا اصم يصرخ من قبل انه مخيف جدا كما تم إخبارى |
Tamam, bunu ona ver ama geceleri okumamasını söyle çünkü çok korkutucu. | Open Subtitles | حسناً ، اعطها هذا الكتاب ولكن اطلب منها عدم قراءته ليلاً لأن هذا الكتاب مخيف جدا |
Bütün bu hamilelik çok korkutucu ve çok boğucu. | Open Subtitles | موضوع الحمل هذا، مخيف جدا و مدمّر. |
çok korkutucu olmalı. | Open Subtitles | من المؤكد أن هذا كان مفزعاً |
Sana söyledim Flap. Bu kadar hızlı yapmak istemesi çok korkutucu. | Open Subtitles | أخبرتك يا (فلاب)، أن الأمر مُخيف لأنه يريد أن يقوم بهذا بسرعة للغاية |
Vay, aynı rüyalarım gibi, çok korkutucu. | Open Subtitles | هذا يشبه أحلامي كثيراً ، إنه مخيف |
Bu çok korkutucu, biliyor musun? | Open Subtitles | . الأمر مُخيف جداً , اتعلم ؟ |
çok korkutucu. | Open Subtitles | مُخيف للغاية |
çok korkutucu. Üniversiteden tanıdığım çocuk gibi. | Open Subtitles | ذلك مُرعب مثل الشاب الذي عرفتهُ في الجامعة |
Doğal dünya onlar için çok korkutucu olduğundan onu ilahi güçlere bağladılar. | Open Subtitles | لقد كانت الطبيعة مرعبة للغاية لهم لذا عزوا أفعالها إلى أمور مقدسة |
Sonunda hayallerime ulaştığımda senin göremeyeceğini düşünmek çok korkutucu geliyor. | Open Subtitles | التي جعلتني أقوم بالفحوصات مرتين بالسنة. إنه فقط من المخيف حقاً التفكير أنه عندما أخيراً وصلت إلى قدري، |
Bilmiyorum. Bu çok korkutucu. | Open Subtitles | انا لااعلم هذا مخيف جداً |
O çok korkutucu ve aynı zamanda ilham verici biri. | Open Subtitles | إنها مخيفة و موحية في الوقت نفسه |
Kulağa ilk başta çok korkutucu geldiğini biliyorum. | TED | أعلمُ أنّ هذا يبدو مخيفاً للوهلة الأولى |
Tanrım, bu çok korkutucu. | Open Subtitles | ولكن، الله، فإنه أمر مخيف جدا. |