"çok miktarda" - Traduction Turc en Arabe

    • كمية كبيرة من
        
    • كميات هائلة من
        
    • كبيرًا من
        
    • كميات كبيرة من
        
    Sizi hiç bu kadar çok miktarda dondurma alırken, böyle üzgün görmemiştim. Open Subtitles لم أرك يوماً بهذا الحزن وأنت تشتري كمية كبيرة من الآيس كريم
    Böylece bedeni, çok miktarda yeni kemik üretmek için gerçekten de bize yardımcı katalist olarak kullanmış olduk. TED لذا كنا نستخدم الجسم فعلياً كمادة محفزة لمساعدتنا لإنتاج كمية كبيرة من العظام الجديدة.
    35 yaşında kadın, çok miktarda kan kusuyor. Open Subtitles إمرأة بالخامسة و الثلاثين تتقيأ كمية كبيرة من الدماء
    Bir yerde ölmeden önce gördüğün ışıkla ilgili birşey okumuştum bu sadece beyninin ölüm acısını dindirmek için saldığı çok miktarda endorfin Open Subtitles قرأت في مكان ما بأن الضوء الذي ترينه قبل الموت ،انه فقط عقلك يطلق كميات هائلة من الاندروفين ليسهل الآلم عند الموت
    Bu proses çok miktarda su gerektirir bu su sonra zehirli atık göletlerine pompalanır. TED وهذه العملية تتطلب كميات هائلة من المياه والتي يتم ضخها لاحقاً في مجمعات لجمع المياه الملوثة
    Davamıza arka çıkan yatırım fonunun bir yan kuruluşunun çok miktarda Kelton hissesi aldığını biliyor muydun? Open Subtitles أعلمت بأن الشركة الفرعية من المحفظة الوقائية الذين يدعمونَ قضيتنا قد شروا شيئًا كبيرًا من حصص "كيلتون"؟
    Zihinsel uyarı için bir kitap iyidir ama nefret ettiğim bir şey varsa o da çok miktarda nüsha ile sokaklarda uğraşmaktır. Open Subtitles ان الكتاب شئ جيد لتنبيه العقل لكن, لو كان هنا شيئا احتقره , هو المعاناة فى الشوارع حاملا كميات كبيرة من المطبوعات
    Her yaz yükselen sıcaklığın sonucu olarak çok miktarda eriyen su, buz yüzeyinde göl ve nehirler oluşturuyor. Open Subtitles كل صيف ، كنتيجة لزيادة درجات الحرارة كمية كبيرة من الماء الذائب يكوّن بحيراتٍ وأنهاراً على سطح الجليد
    Yakın zamanda çok miktarda damar genişletici ilaç almış. Open Subtitles تناولت حديثا كمية كبيرة من موسع الأوعية الدموية
    Burada, eşimin çok sayıda insanın çok miktarda bilgisini ortaya çıkardığı bu odada doğru. Open Subtitles هناك في تلك الغرفة قامتزوحتي.. بالكشف عن كمية كبيرة من المعلومات .. لكمية كبيرة من الناس.
    çok miktarda kan olmamasının sebebi bu ve bıçaklama açısı da son derece kısa. Open Subtitles لهذا لا توجد كمية كبيرة من الدم وتقوس الطعن قصير جداً
    Son zamanlardaki iki örnek Almanya Ulusal Parlamentosu Bundestag'dan çok miktarda verinin gizliliğinin ihlali ve ABD Demokratik Ulusal Komitesi'nden e-postaların çalınmasıdır. TED لدينا مثالان حديثان وهما سرقة كمية كبيرة من المعلومات من الـبوندستاق، البرلمان الوطني بألمانيا، وسرقة الرسائل الإلكترونية من اللجنة الوطنية للحزب الديمقراطي الأمريكي.
    Fed, ne kadar paranın dolaşımda olması gerektiğini, çok miktarda ekonomik veri kullanarak belirlemiştir. Daha önceki enflasyon oranları, uluslararası trendler ve işsizlik oranlar göz önüne alınmıştır. TED يستخدم نظام الاحتياطي الفيدرالي المستقل كمية كبيرة من البيانات الاقتصادية ليحدد كم ينبغي أن تكون العملة في التداول، متضمنة معدلات التضخم السابقة، الاتجاهات الدولية، ومعدل البطالة.
    Burada yaşıyorsanız eğer, yazın güneş doğrudan aşağı gelir. Fakat kışın çok miktarda ışın atmosfer boyunca yol alır ve çok miktarda ultraviyole ışık ayıklanır ve dünyaya çarpan dalga boylarının çeşidi yazdan kışa farklılık gösterir. TED إذا كنت تعيش هنا، في الصيف الشمس تكون نازلة مباشرة إلى حد ما، ولكن في فصل الشتاء فإنها تمر من خلال كمية كبيرة من الغلاف الجوي، وجزء كبير من الأشعة فوق البنفسجية تستبعد، والمجموعة من الموجات التي تصل الأرض تختلف من الصيف إلى الشتاء.
    Yani bugün, yağmur altında dışarda yürürsem bu elbiseyi giyerek hemen inanılmaz çok miktarda suyu emmeye başlarım. TED إن كان علي المشي خارجا تحت المطر مرتدية هذه الملابس اليوم، سأبدأ مباشرة في امتصاص كميات هائلة من الماء.
    Böyle yaparak, özür dilerim, Wikipedia yerine demode bir ansiklopedi analojisi kullanacağım, ama bunu, bu sayımı yaparken çok miktarda bilgiye bakamak zorunda kaldığımıza parmak basmak için böyle yapacağım. TED و أثناء القيام بذلك، أعتذر، سأقوم باستخدام مثال قديم من الموسوعات بدلاً من ويكيبيديا، و لكني سأقوم بذلك كي أحاول و أساعد في إيصال الفكرة كما فعلنا في السابق، احتجنا أن نكون قادرين على النظر إلى كميات هائلة من البيانات.
    Bu şeyden çok miktarda titreşim enerjisi alıyorum. Open Subtitles {\pos(190,220)}يبدو أنها تصدر كمًّا كبيرًا من الطاقة الاهتزازية لشيء هنا.
    Alev ağaçları çiçek açtığında çok miktarda leziz nektar üretir. Open Subtitles عندما تزهر أشجار اللهب، فإنها تنتج كميات كبيرة من الرحيق الطيب اللذيذ.
    Senden bütün ilaç firmalarını araştırıp hastane ve klinikler dışında kimin çok miktarda şırınga satın aldığını bulmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تتفقد كل شركات الصيدلة... واكتشف إلى من باعت كميات كبيرة من أدوات الحقن بخلاف المستشفيات والعيادات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus