Ama bilmeni istiyorum ki, eğer gerçek bir kadına o oyuncağa davrandığın gibi davranırsan onu gerçekten çok mutlu edersin. | Open Subtitles | لكن اريدك ان تعلم اذا عاملت يوما امراة حقيقية بنفس الطريقة التي عاملت بها هذه الدمية سوف تجعلها سعيدة جدا |
Hepinizin onun arkadaşı olduğunuzu bilseydi eminim çok mutlu olurdu. | Open Subtitles | لكنني أظنه سيكون سعيداً جداً بمعرفة أن جميعكم يعتبرونه صديقاً |
Bugün benim ve eşim, Bayan Geary için çok ama çok mutlu bir gün. | Open Subtitles | هذا يوم سعيد جداً لي و لزوجتي نادراً ما نرى نيفادا |
Bu sapanda olmamak beni çok mutlu eder! | Open Subtitles | عدم وجودى فى هذا المكان سيجعلنى سعيد جدا |
Ve nihayet ilk olumlu veriyi elde ettiğimizde, çok mutlu olmuştun. | Open Subtitles | و من ثم أخيرا وجدنا أول قراءات صحيحة فأصبحت سعيدا جدا |
Kanatlarını çırptığını görmekten çok mutlu olduk ve zarifçe uçup gitti. | TED | وكنا في غاية السعادة على مرآه يرفرف أجنحته ويطير مبتعدًا برشاقة. |
Ve biz de dedik ki şey yani bundan çok mutlu olmazdık. | Open Subtitles | لن نكون سعداء جدا بهذا الامر. وقال حسنا يمكنني حذفها تعلمون ذلك |
Çünkü eğer dediğin buysa bu beni çok mutlu ederdi. | Open Subtitles | لأن إذا كان هذا قولك ، هذا سيجعلني سعيد للغاية |
Ama mutlu olmalarından emin olun, yalnız çok mutlu olmasınlar. | Open Subtitles | لكن أحرصوا على أن يكونوا سعداء لكن ليس سعداء للغاية |
Takımınızın bir parçası olduğum için çok mutlu olduğumu söylemek... | Open Subtitles | اردت فقط قول اني سعيدة جدا ان اكون جزءا من |
Ve bu kadın şimdi, ürünlerini pazara getirdiği için çok mutlu. | TED | وهذه المرأة سعيدة جدا الآن وهي تحضر منتجاتها إلى السوق. |
Annem bazen çok ama çok mutlu olabiliyor. | Open Subtitles | الأم يمكن أن تكون جدا سعيدة جدا بعض الأحيان |
- Müthiş şeyler yapmışsın. - çok mutlu bir adam olmalısın. - Sanırım öyle. | Open Subtitles | أعتقد أنك قد فعلت أروع الأشياء ينبغى أن تكون رجلاً سعيداً جداً |
Ayrıca bana verdiğiniz haberlerin beni çok mutlu ettğini kabul ediyorum | Open Subtitles | وأعترف أن الأخبار التي قدّمتها لي جعلتني سعيداً جداً |
Ve sunu görüyorum ki, sen ve sen birlikte çok mutlu olacaksınız. | Open Subtitles | وبعد مُرَاقَبَتك، أَعْرفُك وأنت سَتَكُونُ سعيد جداً سوية. |
Kocam böyle bir şans yakaladığı içim çok mutlu. | Open Subtitles | ان زوجى سعيد جداً ان تتوفر له هذه الفرصة |
Yeni asistanım kendisini işe aldığım için çok mutlu. | Open Subtitles | بلدي مساعد جديد هو سعيد جدا أنني استأجرت بلدي مساعد جديد. |
Siz ikinizi geçen gece partide gördüğümde çok mutlu görünüyordunuz. | Open Subtitles | عندما رأيتكما إنتما الاثنان في الحفل آخر مرة، بدوت سعيدا جدا. |
- İznini bizimle geçirmek istemen bizi çok mutlu etti. | Open Subtitles | نحن في غاية السعادة لأنك قررت أن تقضي إجازتك معنا. |
Bu onları çok mutlu etti, bende bebeği taşımaya karar verdim. | Open Subtitles | جعلهم سعداء جدا, قرّرت حمل طفلهم الرضيع. |
Böylece çok mutlu bir insanın elinde 10 balon ve çok üzgün birinin elinde 1 balon goruyordunuz. | TED | و بالتالي يوجد شخص سعيد للغاية ممسكا بعشرة بالونات، و آخر حزين للغاية ممسكا ببالون واحد. |
çok mutlu oldular, yakında gelip şeker dağıtacaklarmış. | Open Subtitles | كانوا سعداء للغاية وسيأتون فى الغد لتوزيع الحلوى |
Birbirimizi çok mutlu edeceğiz, değil mi? | Open Subtitles | سنجعل أحدنا الآخر سعيداً للغاية ألسنا كذلك؟ |
Hepiniz burada olduğunuz için çok mutlu olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد القول بأنني سعيده جدا بأنكم جميعا هنا. |
Sokaklar küçük yaratıklarla sıralanmış, gülüyorlar Herkes çok mutlu görünüyor | Open Subtitles | الشوارع مخطّطة بالمخلوقاتِ الصَغيرةِ تَضْحكُ كُلّ شخص يبْدو سعيدَ جداً |
çok mutlu ve gururluyum. Çok yaşa Hindistan! | Open Subtitles | أنا بغاية السعادة والفخر عاشت أمنا الهند |
Bugün iki erkek pengueni çok mutlu ettiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ بأنكِ جعلتي ذكرين من البطاريق سعيدين جداً هذا اليوم |
Bu, cinsellik yaşamadan çok mutlu olduğunuz anlamına geliyorsa bu da mükemmeldir. | TED | وإذا كان ذلك يعني أنّك أكثر سعادة بدون ممارسة الجنس على الإطلاق، فإن ذلك رائع أيضاً. |