Aslında çok tuhaf bir şey hayal etmiştim. | Open Subtitles | في الحقيقة, لقد تخيلت شيئاً غريباً جداً |
Bilirsin, ben ayrılmadan önce Ross bana çok tuhaf bir şey söyledi. | Open Subtitles | أتعلم، لقد قال لي (روس) شيئاً غريباً جداً قبل رحيلي |
Kendi kafamı kesmekle ilgili çok tuhaf bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء غريب جدا بشأن قطع وجهي |
Bu hikaye anlatma işi, çok tuhaf bir şey. | Open Subtitles | انه شيء غريب جدا هذا العمل من حكي القصص |
Bu teknolojik aşk olayı çok tuhaf bir şey. | Open Subtitles | الأمر برومته الرومانسية عن طريق التقنية شيء غريب جداً. |
çok tuhaf bir şey oluyor. | Open Subtitles | شيء غريب جداً يحدث |
Dün çok tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | شئ غريب حدث بالامس |
çok tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | شئ غريب حدث الآن. |
- Ama sana şunu söylemem gerek. Az önce çok tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | لكن يجب أن أقول لك أغرب شيء حدث لي |
- Tom demin çok tuhaf bir şey dedi. - Jennifer. | Open Subtitles | (توم) قال شيئاً غريباً جداً للتو |
Neyse, olay şu ki bu çok tuhaf bir şey. | Open Subtitles | هذا شيء غريب جدا. |
çok tuhaf bir şey oldu orada. | Open Subtitles | - شيء غريب جدا يحدث فقط في هناك. |
çok tuhaf bir şey gördüm. | Open Subtitles | شاهدت شيء غريب جداً. |
- Bu çok tuhaf bir şey. - Peki, sen... | Open Subtitles | هذا شيء غريب جداً - حسناً، هل هذا - |
Gerçekten bulunduruyordum ama sonra çok tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | بأمانة، ثم حدث شئ غريب |
Cassie'ye çok tuhaf bir şey olmuş. | Open Subtitles | (شئ غريب حدثَ لـ(كاسي |
- Ama sana şunu söylemem gerek. Az önce çok tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | لكن يجب أن أقول لك أغرب شيء حدث لي |