Çok yakından bak. Bu noktada bir tuhaflık fark ettin mi? | TED | انظر عن كثب أكثر. هل تلاحظ شيئًا مضحكًا في هذه النقطة؟ |
Ama çok Çok yakından bakarsanız, her şey göründüğü gibi değil. | Open Subtitles | لكن إذا نظرت قريباً جداً بحق لا تبدو الأمور كما هي عليها |
Çok yakından ateş edilmişti. | Open Subtitles | بعبارة آخرى , أنه تم وضع المسدس قريب جدا من رأسها قبل أن يطلق |
- Fakat ses Çok yakından gelmişti, evin bu tarafında olmalı. | Open Subtitles | لكن الصوت كان قريبًا جدًا لا بد أنه كان من جانب المنزل ابق هنا! |
Sen California'da Bay Jane ile Çok yakından çalıştı. | Open Subtitles | لقد عملتي بشكل قريب جدا مع السيد جين في كاليفورنيا |
Çok yakından. | Open Subtitles | - معرفة جيدة جداً - |
Kişisel ve seni Çok yakından tanımlayan, önemli şeyler yaptığında en parlak halinle ışıldıyorsun. | Open Subtitles | دائما تشعّين في بريقكِ عندما تقومين بشيء شخصي، شيء مرتبط بك إرتباط وثيقاً ويقوم بتحديد شخصيتك. |
Sonuncunun sesi Çok yakından geldi. | Open Subtitles | لقد كانت آخر صاعقه قريبه حقا |
Kim olduğumuzun Çok yakından bir parçası olduğu için ömrü dolmuş insan formuna sevgiyle bakmak nasıl olurdu? | TED | ما من شأنه أن يكون مثل النظر في شكل الإنسان المنتهي الصلاحية بحب لأنه بشكل وثيق جدا جزء منا نحن جميعا؟ |
Sadece Çok yakından farkedebiliyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تقترب جداً لكي تراها. |
Yakınlaştırıyor, çukurlarını Çok yakından dinliyor ve doldurmaya çalışıyorum. | TED | أجذبهم لي أكثر، وأستمع عن كثب لحفرهم العميقة، ثم أبدأ بملئها. |
Yani füzyonu ve olan her şeyi Çok yakından takip etmek isteyeceğiniz İran ve belki Venezuela gibi sadece bir çift yer kalıyor. | TED | إذاً ذلك يخلّف عدة أماكن مثل إيران، وربما فنزويلا، التي ستريد مراقبتها عن كثب لكل شئ الذي يمضي مع متعلقات الأشياء القابلة للإنشطار. |
Madam Curie'yi Çok yakından tanıma fırsatım oldu ve bayım sizi temin ederim ki o olağanüstü bir bilim insanı, zeki olduğu kadar titiz ve daha fazlası... | Open Subtitles | لقد أتيحت لي الفرصة ل مراقبة سيدتي كوري عن كثب وأستطيع أن أؤكد لكم، أيها السادة |
Bu yakından, Çok yakından geldi. | Open Subtitles | كان هذا قريباً جداً جداً |
- Çok yakından geçti. | Open Subtitles | هذا كان قريباً جداً |
- Durham'dan geliyorsa Çok yakından geçeceğini söylemiş olabilirim. | Open Subtitles | -لربما قلت أنه لو كان آتٍ من (دورهام ) فسيمر قريباً جداً |
Çok yakından ateş edilmiş. | Open Subtitles | وكان المسدس مقبوض قريب جدا من الرأس |
- Fakat ses Çok yakından gelmişti, evin bu tarafında olmalı. | Open Subtitles | لكن الصوت كان قريبًا جدًا لا بد أنه كان من جانب المنزل ابق هنا! |
Eğer bir şeye Çok yakından bakarsanız... | Open Subtitles | اذا نظرت الى الامور بشكل قريب فانها.. |
Cinsel sapıklıktan tutuklanan eşcinsel bir arkadaşım vardı sonra suçu Çok yakından takip etmeye kadar düşmüştü. | Open Subtitles | لقد كنتُ أملكُ صديقاً، تم القبض عليه بسبب شذوذه، وتم تغيير سبب القبض إلى "يرافق بشكل قريب". |
Çok yakından. | Open Subtitles | - معرفة جيدة جداً - |
Qing hanedanlığının 4 uluslar arası bankadan kredi alabilmeleri ile Çok yakından alakalı. | Open Subtitles | سوف ترتبط ارتباطاً وثيقاً بقرض محكمة تشينغ) من بنك الآمم الأربعه) |
Sonuncunun sesi Çok yakından geldi. | Open Subtitles | لقد كانت آخر صاعقه قريبه حقا |
Ve mimari onunla Çok yakından bağlıdır, çünkü bir yerde doğar ve bir yerde ölürüz. | TED | والهندسة المعمارية متشابكة بشكل وثيق معها لأنه في مكان ما ولدنا وسنموت في مكان ما. |
Sadece Çok yakından farkedebiliyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تقترب جداً لكي تراها. |