Teague ve asileri Yankilerden daha çok zarar veriyorlar. | Open Subtitles | تييج ورعاعه يلقون بثقلهم في الجوار هم أسوأ من الشمالين |
Teague ve asileri Yankilerden daha çok zarar veriyorlar. | Open Subtitles | تييج ورعاعه يلقون بثقلهم في الجوار هم أسوأ من الشمالين |
Durumunu daha da kötüleştiriyorsun. Organları tutmak daha çok zarar veriyor. | Open Subtitles | إنها تزيد من مرضه، وإبقاؤها يضرّ أكثر مما ينفع |
Yaralanmalarınız sonucu çok zayıf düştünüz. Kraniyotomi yarardan çok zarar getirebilir. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} جراحك أضرمت فيك وهنًا شديدًا، حَجُّ القِحف قد يضرّ أكثر مما ينفع. |
Ayrıca o kadar çok zarar görmedi. | Open Subtitles | وأيضاً, هو لم يُضر بذلك السوء. |
Brooke, o çocuk bize çok zarar verdi. | Open Subtitles | بروك)، هذا الفتى آذانا بشدة). |
Ancak çok zarar verebilirler. | Open Subtitles | ولكن يمكنهم التسبب بضرر كبير لنا. |
Hayır, böyle hareketler faydadan çok zarar getirir. | Open Subtitles | لا، الفتات كهذه تضر أكثر مما تنفع |
Bazen kitaplarımın yarardan çok zarar getirdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | احيانا أتسائل ان كانت كتبي تسبب الأذى اكثر من الفائدة |
Ayrıca o kadar çok zarar görmedi. | Open Subtitles | هو لم يُضر بذلك السوء |
Brooke, o çocuk bize çok zarar verdi. | Open Subtitles | بروك)، هذا الفتى آذانا بشدة). |
Ama uyuşturucu sana çok zarar vermiş. | Open Subtitles | لكن المخدر قام بضرر كبير |
Flint, Polo'nun örgütüne çok zarar verdi. | Open Subtitles | "فلينت" قام بضرر كبير لمنظمة "بولو" |
Böyle bir şey size faydadan çok zarar getirirdi. | Open Subtitles | إنها تضر أكثر مما تنفع تماماً |
Sen bilmediğin şeylerle uğraşıp iyilikten çok zarar veren basit bir avcısın. | Open Subtitles | أنت مجرد صيادٍ بقيمة لا تستحقها تلعب بإمورٍ لا تفهمها و تسبب الأذى اكثر من الخير |