Bana kalırsa çorbanı dün sana gönderdiğim iki arkadaştan daha çok seveceksin. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الحساء سيعجبك أكثر من الرفيقتين اللاتي أرسلت إليك ليلة أمس. |
Kulağını temizledikten sonra çorbanı içebilirsin ama sonra gitmek zorundasın. | Open Subtitles | يمكننا أن نشرب الحساء بعد أن ننظّف أذنك لكن بعدها عليك أن تذهب |
çorbanı aldım ama şehrin boğazını yumruklamadan alamadım. | Open Subtitles | حصلت الحساء الخاص بك ولكن ليس حتى أنا كمات هذه المدينة في لعنة الحلق. |
çorbanı buzdolabına koyacağız böylece ziyan da olmayacak. | Open Subtitles | سنخرجك من هنا. وسنضع حساءك في الثلاجة .كي لا يضيع هباء |
Gerçekten de güzel. Eve gitmek istiyorum. - çorbanı iç. | Open Subtitles | إنها لذيذة حقاً أريد العودة إلى المنزل - تناول حساءك - |
Hızlı yersen, çorbanı bitirirsin. | Open Subtitles | إذا أردت أن تأكل بسرعة يجب عليك أن تنهي حسائك |
çorbanı yarman bir mucize değil. | Open Subtitles | فْصلُ شوربتُكَ لَيس معجزة. |
çorbanı iç. Uğraşma benimle. | Open Subtitles | أشرب شوربتك ولاتضايقني |
çorbanı getirmeye çalışırken bir şeyleri anladım. | Open Subtitles | كان لي عيد الغطاس الحصول على الحساء الخاص بك. |
çorbanı içtikten sonra ilacı içmeyi unutma. | Open Subtitles | تناولي القليل منه بعد تناول الحساء |
çorbanı hemen getiriyorum. | Open Subtitles | سأحضر لك زبدية الحساء على الفور |
Gözlerini kapat. Ben çorbanı getireyim. | Open Subtitles | أغلقي عينيك، ثم سأعد لك ذلك الحساء |
Fazla konuşma da çorbanı iç rahip. | Open Subtitles | تناول الحساء فحسب، أيها الكاهن. |
Christopher, çorbanı içerken ses çıkarmamaya çalış | Open Subtitles | (كريستوفر) حاول ألا تصدر جلبة أثناء تناول الحساء |
çorbanı iç. | Open Subtitles | أكل الحساء الخاص بك. |
çorbanı iç bakalım. | Open Subtitles | الان, اشربى حساءك |
çorbanı asla sessiz içme. | Open Subtitles | لا ترشفي حساءك بهدوء. |
çorbanı iç. | Open Subtitles | حسناَ ، تناولي حساءك |
Otur ve ekmeğinle çorbanı bitir. Anladın mı? | Open Subtitles | اجلس وتناول حسائك وخبزتك، هل فهمت؟ |
Soğumadan önce çorbanı içer misin tatlım? | Open Subtitles | تناولي حسائك يا عزيزتي قبل أن يبرد |
Şimdi uslu uslu şu çorbanı iç bakalım. | Open Subtitles | تناول حسائك كولد مطيع |
çorbanı yarman bir mucize değil. | Open Subtitles | فْصلُ شوربتُكَ لَيس معجزة. |
Anton'a çorbanı vermişsin. Çok düşünceli bir davranış bu. | Open Subtitles | .سمعت بأنك أعطيت (أنتون) شوربتك لقد كان هذا من احساسك بشعور الآخرين |