"öğle yemeğine kadar" - Traduction Turc en Arabe

• قبل الغداء
• صونه حتّى الغداء
• بحلول الغداء
• حتى فترة الغذاء

Hemen bir arama emri çıkartırsanız, öğle yemeğine kadar Balon Adam'ı bulabiliriz.
أصدر الأمر الآن وربما نجد رجل المنطاد قبل الغداء

öğle yemeğine kadar bir holiganın canına okuyacağım.
وسوف يصل الدوي مشاغب من قبل الغداء.

Eğer onu sana öğle yemeğine kadar verirsem Miami'deki teknoloji konferansına gidebilir miyim?
، إن سلمتك إياه قبل الغداء هل يمكنني الذهاب إلى مؤتمر التقنية في "ميامي" ؟

Tamam. Herkes çok yakında öğrenecek. öğle yemeğine kadar tutabilirim sanırım.
حسناً، سيعلم الناس عمّا قريب أظنّ بوسعي صونه حتّى الغداء

Çinlilerin öğle yemeğine kadar binadan çıkmasını istiyorum.
أريد الرجل الصيني خارج المبنـى بحلول الغداء

Bana öğle yemeğine kadar yeter.
وسيكفيني هذا حتى فترة الغذاء

Benim için de önemli, öğle yemeğine kadar bitirmem lazım.
هذا مهم لي أيضاً يجب أن أنهي قبل الغداء

öğle yemeğine kadar?
قبل الغداء ؟ . بالتأكيد

- Sana Carell dosyalarının öğle yemeğine kadar hazır olmasını söyledim ama sen yapmadın bu yüzden bu dersi dinleyemezsin.
،مرافعات (كاريل) قبل الغداء... ولم تُنهِ ذلك لذلك لن تحظى بفرصة الإصغاء لهذه المحاضرة

Nic'i öğle yemeğine kadar getiririm.
سأجلب لكِ (نيكول) قبل الغداء.

öğle yemeğine kadar onun gibi görünmeyi başarabilir misin?
هل يمكنك مطابقة هذا المنظر بحلول الغداء ؟

Aydın bir gün filan değil, dışarıdaki kaçıklar yüzünden öğle yemeğine kadar kararımı vermek istiyorum ve kararımı vermeden önce avukatların ödünü kopartmak istiyorum.
ضربة موفقة لقضيب حمار ميت بالنظر لكل هؤلاء المجانين في الخارج أحتاج وصول هذا الحكم بحلول الغداء وأريد أن تضعي خشية الله في المجلس قبل أن أفعل هذا بنا