Geldi ve kızının öğrenci olarak umut vaat ettiğini fark etmeye başladı. | TED | أتى وبدأ يلاحظ أن ابنته لها مستقبل واعد كطالبة. |
öğrenci olarak uçak bileti alıp dünyayı dolaşıyormuş. | Open Subtitles | كانت مسافرة كطالبة ببطاقة طيران حول العالم |
Bir öğrenci olarak davranışlarıyla bunun ne alakası var Dr. Zemph? | Open Subtitles | طالما ليس له علاقة... .بأدائها كطالبة يا دكتور هومف |
Seni öğrenci olarak alabilmek için çizelgemde yer açacağım. | Open Subtitles | لذا سأوفر لك وقتا في جدولي لأبدأ بتعليمك كتلميذ |
Burada daima hüsnü kabul gördün... bir öğrenci olarak. | Open Subtitles | أنت دائما على الرحب و السعة هنا كتلميذ |
Evlat, seni yabancı öğrenci olarak evimize aldık... sen artık bizim sorumluluğumuzdasın. | Open Subtitles | يابني نحن عندما قبلنا بك كطالب مبتعث انت اصبحت من ضمن مسؤليتنا |
Ve, doğrusunu isterseniz... ne hayatında ne de öğrenci olarak... hiçbir şeyi ciddiye almıyor. | Open Subtitles | و بصراحة... لا اعتقد أنها تحدث تقدما... لحياتها، أو لمهنتها كطالبة جادة. |
Seni gerçek hayatında görmek, öğrenci olarak, beni azdırdı. | Open Subtitles | رؤيتك في حياتك الواقعية كطالبة أثارني |
Kardeş olarak değil, öğrenci olarak. | Open Subtitles | ليس كأخت بل كطالبة |
öğrenci olarak değil, | Open Subtitles | .أنا لم اسألك كطالبة |
öğrenci olarak, tekrar Romanya'ya döndü. | Open Subtitles | عادت مجدداَ كطالبة |
Bir öğrenci olarak başlamıştı. | Open Subtitles | لقد بداء كتلميذ |
Evlat, seni yabancı öğrenci olarak evimize aldık... sen artık bizim sorumluluğumuzdasın. | Open Subtitles | يابني نحن عندما قبلنا بك كطالب مبتعث انت اصبحت من ضمن مسؤليتنا |
Beyaz ağırlıklı özel okullara giden siyahi bir öğrenci olarak, ırksal basmakalıp düşünceleri yansıtan tutum ve davranışlarla karşılaştım. | TED | كطالب أسود يذهب لمدرسة أكثرها طلاب بيض، اعتدت على التصرفات التي تعكس الأفكار العنصرية |