En sonunda yatılı hemşire için ödeme yapmak zorunda kaldığımızı biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعلم أنه كان علينا أن ندفع أجر ممرضة مقيمة في النهاية؟ |
su ana kadar olan terapilerim ve tabii ki bu terapi için ödeme yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أدفع لك عن جلساتي حتى الآن بالإضافة إلى هذه أيضاً |
Haklısın. Kontratının son iki senesi için ödeme yapmak zorundalar. | Open Subtitles | و أنت مُحق ، يجب أن يدفعوا لك للسنتين المتبقية من عقدك. |
Yığını temizlemek için ekstra vardiya görevlendir adamlara ödeme yapmak için makbuz bas. | Open Subtitles | ضع نوبة عمل إضافية لإخلاء الأنقاض وأطبع مزيداً من سندات الأسهم لتدفع للرجال |
Bay caldwell'le ödeme yapmak icin orada buluşuruz | Open Subtitles | اطلبي من السيد كالدويل مقابلتنا للدفع عن السوار هناك |
Birini istiyorsan, ödeme yapmak zorundasın. - Staggie kim? | Open Subtitles | إن أردتى واحداً, عليك المجئ له _ من يكون, ستاغى ؟ |
Evet, benim için ödeme yapmak zorunda kalman kötü olur. | Open Subtitles | أجل، سيكون خسارة لك إذا إضطررت أن تدفع لأجلي. |
Aldığımız herşey için neden ödeme yapmak zorundayız. | Open Subtitles | لماذا يجب أن ندفع الرسوم على أى شيء ندفع |
Amen, olay yerindeki muhabirimiz olman için sana ödeme yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | أمين,نودُ أن ندفع لك لكي تكون مراسلنا على الأرض. |
Eğer kazanırsa, ona 180 milyon ödeme yapmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | في حال فوزه, سيتعين علينا أن ندفع له 180 مليون دولار. |
neyse ki bunu çıkardığı için tesisatçıya ödeme yapmak zorunda değilim. | Open Subtitles | من حسن الحظ أنه لم يكن يلزم على أن أدفع للسباك للمجيء لإخراجها |
Profesör, Bu Çinli şirket eğer beni işe alırsa... ilk yapacağım derslerim için ödeme yapmak. | Open Subtitles | ، حضرة الأستاذ ... لوأنتلكالشركةالصينيةتستأجرني فأول شيء سأعمله هو أن أدفع ثمن دروسي |
Bak yapabileceğim bir şey var mı, ödeme yapmak...? | Open Subtitles | هل من شيء أستطيع فعله لكِ؟ أن أدفع لكِ المال مقابل وقتكِ أو ... ؟ |
Hayır, İranlılar gücü ellerinde tutmak istiyorlarsa, bana ödeme yapmak zorundalar. | Open Subtitles | كلا ، إذا كان الإيرانيون يريدون إمتلاك القوّة فعليهم أن يدفعوا لي |
Meclis savaş için ödeme yapmak istiyor, kazazedeler için değil. | Open Subtitles | أعضاء الكونغرس يريدوا أن يدفعوا من اجل الحرب، لا من أجل ضحاياها |
Karın kredi kartı borçlarını ödemek istediğinde bana ödeme yapmak için bir nedenin var artık. | Open Subtitles | الآن لديك سبب وجيه لتدفع لي عندما تريد أن تسدد البطاقات الائتمانية |
"Pardeux'ya ödeme yapmak için 24 saatin var." | Open Subtitles | أمامك 24 ساعة لتدفع لـ(باردو) بلا فاصلة -ماذا؟ |
Pompa üzerinden ödeme yapmak için bir kredi kartı çalamayacaklar mı yani? | Open Subtitles | ألا يستطيعون سرقة بطاقة إئتمان للدفع عند المحطة ؟ |
Hademeye ödeme yapmak için 50 bin yetmiyor mu? | Open Subtitles | 50000 لم تخفف الضائقه بما فيه الكفايه للدفع لعامل؟ |
Birini istiyorsan, ödeme yapmak zorundasın. - Staggie kim? | Open Subtitles | إن أردتى واحداً, عليك المجئ له _ من يكون, ستاغى ؟ |
ödeme yapmak zorunda değilsin! | Open Subtitles | ليس عليك أن تدفع! اقرأ اللافتة! ولا بد أن هذا والدك |
Ayrıca üç yıl boyunca ödeme yapmak zorunda kalmam. | Open Subtitles | و لن أضطر لسداد المبلغ لثلاث سنوات قادمة |
Bak, çimenlikteki eşyaları taşımak için, onlarla birilerine ödeme yapmak zorundayım. | Open Subtitles | اسمعي, انا احتاجها لأدفع ثمن نقل الاغراض من باحةالمنزل |
Pekâlâ bayanlar, şikayetlerinizi duydum ve herkese nakit ödeme yapmak için düzenlemeler yaptım. | Open Subtitles | حسناً يا سيدات لقد سمعت شكواكم وقمت بترتيبات لكي يتم الدفع للجميع نقداً |
Bay Manning'in, müvekkilimin işverenini yüklü bir ödeme yapmak zorunda bırakmaya çalışmasıyla ilgili. | Open Subtitles | السيد مانينغ في محاولة للضغط صاحب العمل موكلي إلى دفع تعويضات مالية. |