Bunun gibi girdabla beraber, Bu öfke ve kaosu anlatır. | Open Subtitles | التحرك كالدوامات بهذه الطريقه تعنى الثوره و الغضب و الفوضى |
Onun kırmızı yorgan, kötü öfke ve şiddet ve her şeyin rengi. | Open Subtitles | غطاؤها الأحمر ، لون الغضب و العنف و كل الأشياء السيئة |
öfke ve kininden nefretinden, esirge Tanrım. | Open Subtitles | .. من الغضب , و الكره و من رغبة المرض , يا إلهي خلصنا |
Kuşku, anlayışsızlık, öfke ve geride kalanlar için duyduğumuz kaygı. | Open Subtitles | عدم التصديق، عدم الفهم، الغضب والقلق على أولئك الباقين |
Bunu atlatmanın en iyi yolunun öfke ve nefret olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أعتقد أن الكراهية والغضب هي أفضل طريقة لتجاور الامر |
Çünkü öfke ve şiddetle beslenen manyağın teki. | Open Subtitles | لانها مجنون الكامل يغذيه الغضب والعنف. |
öfke ve korkuyla aklını kaçırdığın anlarda dahi mantıksal hareket edebilirdin. | Open Subtitles | حتى عندما تفقد عقلك من فرط الغضب و الخوف تقحم الأمر بألفاظ منطقية |
öfke ve ağrı parazit yüzünden olabilir. | Open Subtitles | الغضب و الألم يمكن أن يسببهما طفيلي هل يأكل الكثير من السوشي؟ |
Her dakika bir öfke ve kaybetme duygusu hissettim. | Open Subtitles | كل دقيقة, تنتابني موجة من الغضب و الخسران |
öfke ve şiddet parlamaları ve sonra hiç bir şey. | Open Subtitles | ومضات من الغضب و العنف .. وبعد ذلك لا شيء على الإطلاق |
Aynen. Kan, öfke ve intikamla dolu bir savaşta doğdun. | Open Subtitles | تماما، لقد ولدت في معركة مليئة بالدم و الغضب و الإنتقام |
Sağlık Merkezleri ve Mavi Enerji gibi hediyelerin getirdiği kabullenme ve şükran duygularının yerini öfke ve halkın huzursuzluğu aldı. | Open Subtitles | القبولُ و الامتنان من العطايا كمراكز الاستشفاء و الطاقة الزرقاء، حلّ محلّها الغضب و الاضطراب المدني. |
Ve tüm bu öfke ve nefretin asıl hedefe yönelmesi an meselesi. | Open Subtitles | و هى مسالة وقت فقط قبل ان يدفع هذا الغضب و السخط المجرم ليذهب خلفها مباشرة |
Sonunda, o uysal aklındaki öfke ve nefret düşüncelerini atmaya çalışırken keşiş bir arkadaşı, son kez yanına gidip, ona şöyle söylüyor: | Open Subtitles | و حينما نجح أخيراً ،في أن ينحي أفكار الغضب و الكراهيه من عقله الرقيق يترجاه راهب زميل لمره أخيره |
Ama üzüntü ve kederin öfke... ve olumsuzluğa dönüşmesine izin vermeyin. | Open Subtitles | ولكن دعونا لا نسمح للكأبة و الحزن أن تتحول الى الغضب و السلبية |
İnsanı kendisini tüketecek kadar çok öfke ve karanlık düşünceyle doldurmak. | Open Subtitles | ملء شخص بكثير من الغضب و العديد من الأفكار المظلمة التي تقوم باستهلاكه |
Her ne zaman öfke ve nefret artsa, maymun daha da cok gücleniyor | Open Subtitles | "حيث يوجد الغضب و الكراهية" "يصبح القرد أكثر قوة" |
Kuşku, anlayışsızlık, öfke ve geride kalanlar için duyduğumuz kaygı. | Open Subtitles | عدم التصديق، عدم الفهم، الغضب والقلق على أولئك الباقين |
Milyonlarca insan öfke ve şiddet döngüsüne kapılıp gitmiş durumda. | Open Subtitles | ملايين الناس يقبض عليهم وهم في حالات من الخوف والغضب |
Bütün o duygular; suçululuk, öfke ve üzüntü var ya, | Open Subtitles | كما تعلمين، كُلّ تلك المشاعر من الشعور بالذنب والغضب والحزن؟ |