Birkaç gün önce tartışırlarken gördüm ikisi de öfkeliydi. | Open Subtitles | لقد رأيتهما يتشاجران و قد كان كليهما غاضباً جداً قبل بضعة أيام |
Çok telaşlıydı. Para arıyordu ve öfkeliydi. | Open Subtitles | كان مسعوراً ، كان يبحث عن أموال وكان غاضباً |
Hayır, öfkeliydi, beni öldürmeye çalışmıyordu. | Open Subtitles | لا ، لقد كان غاضباً ، لم يكُن يُحاول قتلي |
Birkaç öğrenci ailesinin de içinde olduğu kişiler, okul öğrencilerin gitmesini engellemek için daha fazlasını yapmadığından çok öfkeliydi. | TED | والبعض، بما في ذلك بعض عائلات الطلاب، كانوا غاضبين أن المدرسة لم تفعل أكثر من ذلك لمنعهم من المغادرة. |
Evet, yeğeniyle olan alakana oldukça öfkeliydi. | Open Subtitles | صحيح، فقد كان غاضبًا جدًا حيال علاقتك مع إبنة أختِه |
Ve çok öfkeliydi. | Open Subtitles | و كان غاضبً جداً |
öfkeliydi diyemem. Sadece hayal kırıklığına uğramıştı. | Open Subtitles | لم أقل أنه كان غاضباً ، كان فقط محبطاً. |
- Hayır, eskiden öfkeliydi! - Şimdi yatıştı mı yani? | Open Subtitles | لا، لا اعتاد أن يكون غاضباً - ماذا، والآن تخطى هذا؟ |
Geri döndüğünde çok öfkeliydi. | Open Subtitles | عندما عاد كان غاضباً جداً |
Az önce buradaydı, öfkeliydi. | Open Subtitles | لقد كان غاضباً عندما كان هنا. |
Bir konuda öfkeliydi. | Open Subtitles | لقد كان غاضباً بخصوص شيء ما |
öfkeliydi, sizi kendisini kazıklamakla suçladı. | Open Subtitles | ) .. كان غاضباً لقد وجّه إليك تُهمة محاولة تفجيره |
Çok öfkeliydi. | Open Subtitles | بدا غاضباً جداً |
Öncelikle çok öfkeliydi. | Open Subtitles | أولاً، كان غاضباً |
Çok öfkeliydi ve beni ittirdi. | Open Subtitles | هو كان غاضباً ودفعني |
Çok öfkeliydi. | Open Subtitles | لقد كان غاضباً بالتأكيد |
Şu bozulan anlaşma konusunda pek çok insan öfkeliydi. ve öfkeleri size yönelikti. | Open Subtitles | الكثير من الناس كانوا غاضبين بسبب تلك الصفقة التي فشلت وكانو غاضبين منك |
- Evet. Yerli halk çok öfkeliydi. | Open Subtitles | أهل المنطقة كانوا غاضبين جدا الشارع كله كان متوترا للغاية |
Çok, çok öfkeliydi. | TED | كان غاضبًا جدًا جدًا، |
Ona karşılık vermediğim için öfkeliydi. | Open Subtitles | كان غاضبً لأنني |
Sarhoştu ve postalandığı için bana öfkeliydi. | Open Subtitles | كان ثملاً وغاضباً عليّ لطرده. |
öfkeliydi. Zorlandığını hissediyordu. | Open Subtitles | حسنا, لقد كان غاضبا لأنه شعر أنه أجبر على التصرف |