Modern dünyanın öfkesiyle, tehlikeli sularda yüzüyorsun, ama başka bir çağın kırılgan şiiriyle. | Open Subtitles | تسبح في المياه المضطربة حاملاً غضب العالم الحديث, لكن مع شعر ضعيف من عصر آخر. |
Bir CIA ajanını kaçırıp öldürdüğünde Amerikan hükümetinin öfkesiyle karşılaşırsın. | Open Subtitles | عند التقاط و قتل وكيل وكالة المخابرات المركزية ، كنت تحمل غضب من حكومة الولايات المتحدة. |
Ve bu defa karşısına çıkan olursa, Anne Kurbağa'nın öfkesiyle karşılaşacak! | Open Subtitles | وحينها, اى شخص سياتى فى طريقها سيشعر بالغضب الفظيع لام الضفادع |
Cazibesiyle büyülüyor ve öfkesiyle öldürüyor. | Open Subtitles | سيغري الناس بسحره ويقتل بالغضب |
Ve dört yaratıktan biri yedi meleğe... sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrı"nın... öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi." | Open Subtitles | احدى الوحوض الاربعة اعطت الى الملائكة السبعة سبعة قوارير ذهبية مليئة بغضب من الله التى سيظل الى ابد الابدين |
Ve dört yaratıktan biri yedi meleğe... sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrı'nın... öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi." | Open Subtitles | احدى الوحوض الاربعة اعطت الى الملائكة السبعة سبعة قوارير ذهبية مليئة بغضب من الله التى سيظل الى ابد الابدين |
Yani işkence öfkesiyle ilgili değil, yaşadığının bir yansıması. | Open Subtitles | لذا فإن التعذيب لا يتعلق حول غضبه انه انعكاس لما كان يمر به |
Tıpkı bir anlık öfkesiyle, profesyonel basketbol hayallerinin yıkıldığını gören Nathan'a olduğu gibi. | Open Subtitles | ولم يكن سهلاً لزوجها, نايثن ... الذي في لحظة غضب راقب حلمه في احتراف كرة السلة وهو يختفي |
Bir CEO'yu kaçırıp öldürdüğünde şirketin öfkesiyle karşılaşırsın. | Open Subtitles | عند التقاط و قتل الرئيس التنفيذي ، كنت تحمل غضب شركة . |
# Gençlik öfkesiyle, bir kafeste kısıldım # | Open Subtitles | حبيسا بقفص مع غضب المراهقين |
# Gençlik öfkesiyle, bir kafeste kısıldım # | Open Subtitles | حبيسا بقفص مع غضب المراهقين |
Bak, Cece'ye annenin yanında olmanın senin için ne kadar kötü olduğunu anlattım ve o da Carol'un öfkesiyle uğraşmak istemiyor o yüzden ona söylemeyecek. | Open Subtitles | كم أن الأمر سيئ بمكوثكِ على مقربة من أمكِ وهي أيضاً لا تريد أن تتعامل مع (غضب (كارول لذا لن تخبرها |
Ani bir kıskançlık öfkesiyle de mi? | Open Subtitles | ليس فى نوبة غضب ؟ او غيرة ؟ |
Merhum kocamın sarhoş öfkesiyle kör edildi. | Open Subtitles | معمية بالغضب الاهوج على رحيل زوجي |
Harap olmuş bir şehrin öfkesiyle dolu bir bölge başsavcısıyla karşı karşıya geleceğiz. | Open Subtitles | المليء بالغضب في مدينة محطّمة و نحنُ ... |
Resitallerimin bu öfkesiyle | Open Subtitles | بالغضب تسميعني |
Resitallerimin bu öfkesiyle | Open Subtitles | بالغضب تسميعني |
Kılıcın büyüsü, Arayıcı'nın öfkesiyle beslenince Arayıcı onunla, birçok adamın gücüne eş bir güçle savaşabilir. | Open Subtitles | سحر السيف مثار بغضب الباحث ومعه هو قادر على المحاربة بقوّة العديد من الرجال |
Ve dört yaratıktan biri yedi meleğe... sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrı'nın... öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi." | Open Subtitles | وتم اعطاء حد الوحوش الأربعة الى " الملائكة السبعة سبع قوارير مليئة بغضب من الله |
Ve o kadını kıskançlık öfkesiyle öldürdüyse? | Open Subtitles | وقتلتها بغضب غيور؟ |
öfkesiyle, bize verdiği en kıymetli hazineyi aldı. | Open Subtitles | و غضبه علينا أزال منا أغلى ما أعطاه لنا |
öfkesiyle bize verdiği en kıymetli hazineyi aldı. | Open Subtitles | و غضبه علينا أزال منا أغلى ما أعطاه لنا |