Dalgaların metreyle değil, yarattığı korkuyla ölçüldüğü efsanelerin doğduğu denizlerde. | Open Subtitles | حيث لا تقاس الأمواج بالأقدام بل بزيادة الأهوال ومن يمرون بالاختبار يصبحون أسطورة |
Başarı ve statünün, sosyal katkılarla değil maddi zenginlikle ölçüldüğü bir toplumda da dünyamızın bugün neden bu halde olduğunu anlamak çok kolaydır. | Open Subtitles | ما تجلبه تلك الثقافة من فوائد. و في مجتمع تقاس فيه المنزلة الإجتماعية و النجاح بمقياس الثروة المادية |
Batı saatlerini buradaki ölçüldüğü şekliyle kıyaslamam lazım. | Open Subtitles | . يجب أن اطابق الأوقات الغربية لأعرف كيف تقاس هنا |
Bir ulusun medeniyet ve ahlak seviyesinin hayvanlara karşı olan tutumla ölçüldüğü söylenir. | Open Subtitles | و كان يـُقال دائما إن عظمة الأمة و تقدمها يمكن أن يقاس . بكيفية تعاملها مع الحيوانات |
Yardıma ihtiyacın var senin. "Hayat, insanın ruhunun derinliğinin ölçüldüğü ölçektir." | Open Subtitles | أنتِ بحاجة لمساعدة "الحياة هي المقياس الذي يقاس به" |