Bu gücü "ölümün gölgesi Vadisi"nde kullanacaktı. | Open Subtitles | وهو سيحتاج تلك القوة إذ هو على وشك أن يصل إلى وادي ظل الموت |
Hıristiyan hızla ölümün gölgesi vadisinden uzaklaştı. | Open Subtitles | وأسرع المسيحي يقطع المسافات ليبتعد عن وادي ظل الموت بقدر ما يمكنه |
Bütün sefil ihtişamıyla ölümün gölgesi vadisi. | Open Subtitles | وادي ظل الموت في كل مجدها البائسة. |
ölümün gölgesi vadisinden yürüyorum. Hiçbir kötülükten korkmuyorum. Çünkü sen benimlesin. | Open Subtitles | أيضاً إذا سِرتُ في وادي ظلّ الموت لا أخاف شراً لأنك أنت معي |
ölümün gölgesi Vadisi'ne hareket ediyoruz... ve orada, yanınızdaki adamın arkasını kollayacaksınız... o da sizinkini. | Open Subtitles | نحن نتحرّك في وادي ظلّ الموت... حيث ستراقب ظهر الرجل الذي بجانبك... كما هو سيراقب لك. |
Ve ölümün gölgesi, gözkapaklarımı kaplıyor. | Open Subtitles | يقبـع على جفونـي ظلال الموت يقبـع على جفونـي ظلال الموت |
ölümün gölgesi'ni mağlup eden adamın fedaiye ihtiyacı olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أن قاتل ظل الموت سيحتاج لحارس |
ölümün gölgesi'ni mağlup eden adamın fedaiye ihtiyacı olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أن قاتل ظل الموت سيحتاج لحارس |
"ölümün gölgesi vadisinden yeni döndüm." | Open Subtitles | "لقد عدت للتو مؤخرا من وادي ظل الموت" |
ölümün gölgesi yaklaşıyor demek. | Open Subtitles | هذا قدوم ظل الموت |
ölümün gölgesi! | Open Subtitles | ظل الموت |
ölümün gölgesi Vadisi'ne hareket ediyoruz... ve orada, yanınızdaki adamın arkasını kollayacaksınız... o da sizinkini. | Open Subtitles | نحن نتحرّك في وادي ظلّ الموت... حيث ستراقب ظهر الرجل الذي بجانبك... كما هو سيراقب لك. |
Tanrım, ölümün gölgesi Vadisi'nden yürürken... şeytandan korkmayacağım. | Open Subtitles | هل تفهم؟ سأمشي في وادي الموت تحت ظلال الموت دون أن أخاف الشياطين |
Bu karanlık ve kasvetli ülkede ölümün gölgesi, sabaha dönüşüyor. | Open Subtitles | وإن كان في حالة ظلام وعزلة، إنه حول ظلال الموت إلى صباح، |