Gerçek ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsinin önümüzde 48 saat içinde yapılması bekliyor. | Open Subtitles | عملية التشريح تم الترتيب لها خلال 24 ساعة القادمة لتحديد سبب الوفاة الفعلى |
Başın arka tarafında tek bir mermi yarası vardı ve ölüm nedeninin bu olduğu sonucuna vardım. | Open Subtitles | كان هناك جرح مفرد بفعل الرصاصة في مؤخرة الرأس وقد استنتجت أنه سبب الوفاة |
Evet, ama ölüm nedeninin bu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | نعم، ولكني لا أعتقد بأن ذلك هو سبب الوفاة |
Dr. Schneider'ın ölüm nedeninin tetanos olduğundan kesinlikle emin misiniz, Dr. Ames? | Open Subtitles | و أنت واثق تماما ، دكتـور ً آيمـز ً لست متأكدا تماما من أن سبب وفاة الدكتور ً شنايدر ً كانت بسبب التيتـانوسً ؟ |
4 yolcunun ölüm nedeninin sarhoşluğun olduğu kanıtlanırsa 4 adam öldürme davasına bakıyoruz demektir. | Open Subtitles | و إذا أثبت أن ذلك كان سبب وفاة الأربعة ركاب سنكون في مواجهة تهمة قتل غير عمدي |
ölüm nedeninin künt kafa travması olduğu anlaşılıyor. | Open Subtitles | إتّضح أنّ سبب الوفاة هي رضّة قويّة غير حادّة على رأسها. |
Bu şekilde ölüm sırasındaki çatlakları tespit edebilir ve böylece, ölüm nedeninin kafatası ve göğüs kafesindeki travma olduğunu saptayabiliriz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، يمكننا تمييز كسور ما قبل الوفاة وبناء على ذلك، نحدد أنّ سبب الوفاة كان ضربة إلى الجمجمة وتجويف الصدر |
Adli tabip, ölüm nedeninin kafatasının arkasına alınan iki mermi olduğu söyledi. | Open Subtitles | حسناً، يمكن أن يشطبوه من قائمتهم التقرير الطبيّ بيّن أن سبب الوفاة طلقتين بالجمجمة |
Otopsi raporu bize ölüm nedeninin kazara boğulma olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نتائج تشريح الجثة أرجعتْ سبب الوفاة إلى حادثة غرق |
Çevredeki doku lekelenmelerini temel alarak ölüm nedeninin aort yırtıIması olduğunu söyleyebilirim. Oldukça kan kaybetmiş. | Open Subtitles | بناءً على تلوّن الأنسجة المُحيطة، أقول أنّ سبب الوفاة كان ثقباً بالشريان الأبهر. |
Röntgenlerde görüldüğü üzere kırıkların çok fazla olması ölüm nedeninin sert kuvvetli bir travma olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | يشير العدد الكبير من الكسور الظاهرة على الأشعة السينية إلى أنّ سبب الوفاة ضربة بأداة غير حادة. |
Baslangiçta ölüm nedeninin tecavüz oldugunu düsünmüstük. | Open Subtitles | لقد إفترضنا في البداية, بأن سبب الوفاة كان الإغتصاب. |
ölüm nedeninin belirlenmesi, biz tüm kristalleri temizleyene kadar olası görünmüyor. | Open Subtitles | تحديد سبب الوفاة مستحيل حتى نزيل |
ölüm nedeninin siyanür olduğu onaylandı. | Open Subtitles | إنها تؤكد أن السيانيد كان سبب الوفاة |
Şimdi, cesedin yakılması her ne kadar dikkat çekici bir yazışma hatası olsa da, resmî otopsi sonuçları ölüm nedeninin yangın olduğunu ispatlıyor. | Open Subtitles | الآن، رغم أن إحراق جثة الضحية كان خطأً ورقيًا فظيعًا، نتائج التشريح الرسمي تثبت أن الحريق هو سبب الوفاة... |
ölüm nedeninin oldukça açık olduğunu söylediğinizi sanmıştım. | Open Subtitles | توقعتك قلت سبب الوفاة واضح |
Şu tesadüfe bak ki, Max ölüm nedeninin küt darbe travması olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وللمفاجأة، قال (ماكس) إن سبب الوفاة كان ضربة قوية ما معني ذلك؟ |
Tabi ölüm nedeninin muhtemelen boğazındaki yaraya sebep olan çift başı bir hançerle olması dışında! | Open Subtitles | إلاّ أنّ سبب الوفاة على الأرجح هُو جُرح الطعنة إلى الحلق -مثل خنجر ذو شفرة من حدّين . |
Bu iki faktörün mevcudiyeti bana Bay Gibbins'in ölüm nedeninin duman zehirlenmesi olduğunu düşündürdü. | Open Subtitles | وجود هذان الأمران دفعني لاستنتاج أن سبب وفاة السيد (غيبنز) كان الاختناق بسبب استنشاق الدخان. |
Bu iki faktörün mevcudiyeti bana Bay Gibbins'in ölüm nedeninin duman zehirlenmesi olduğunu düşündürdü. | Open Subtitles | وجود هذان الأمران دفعني لاستنتاج أن سبب وفاة السيد (غيبنز) كان الاختناق بسبب استنشاق الدخان. |