ölüyordum. Ve o ilacı hızlıca hazırlayıp almazsam apartmandan canlı çıkamayacaktım. | TED | لقد شعرت انني أموت حينها .. وان لم اقم بخلط هذه المادة بسرعة لن أغادر تلك الغرفة حية |
Her akşam, ölüyordum... ve her akşam, tekrar doğuyordum. | Open Subtitles | كل مساء كنت أموت وكل مساء .. كنت أولد من جديد |
Neredeyse ölüyordum dediğimde verdiğin tepki bu mu? | Open Subtitles | أهذا ما تقولينه عندما أقول لك كدت أموت ؟ |
Beni terk ettiğinde ben de istiyordum. Ve nerdeyse evde kederimden ölüyordum. | Open Subtitles | قلت ذلك عندما تركتني زوجتي و كدت اموت من الحزن في بيتي |
Son dört aydır veya ne kadar olduysa sabırsızlıktan ölüyordum. | Open Subtitles | كنت أحتضر في الأربعة أشهر الماضية أو كَم كانت المدة. |
Başıma hak etmediğim bir güzellik geldiği için az daha ölüyordum. | Open Subtitles | كنت سأموت بسبب شىء جيد حدث لى و لم أكن أستحقه |
Bende ölüyordum. Boğazım kesildi, hayatım akıp gidiyordu. | Open Subtitles | أنا كنت أموت, تم قطع حنجرتي ورأيت الحياة تخرج مني |
ölüyordum. Çok önce çıkmalıydık. - Trafik vardı. | Open Subtitles | كنت أموت هنا ، من المفروض أن أكون على بعد مئة ميل الآن |
Alec, o uçakta ben de neredeyse ölüyordum. | Open Subtitles | , آليك , لقد كدت أن أموت في تلك الطائرة كذلك |
Bugün, bulduğum bütün demir parçalarını bir köpek gibi oradan oraya taşıdım neredeyse bir çizik yüzünden ölüyordum hayatım için yalvarmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد تعبت جدا من أجل ذلك الحديد سحبته مثل الكلب كِدتُ أموت لأجل بعض الحديد لدرجة التوسل لإنقاذ حياتي |
Sınırı geçişim zaten yeterince zordu! Az kalsın ölüyordum! | Open Subtitles | كان عبور الحدود صعباً بما يكفي، كدت أن أموت |
Carlisle beni buldugunda Ispanyol Gribi'nden ölüyordum. | Open Subtitles | حيث وجدني كارلو أموت بسبب الإنفلونزا الإسبانية |
Ben de onu ararken neredeyse tifodan ölüyordum. | Open Subtitles | وأنا كدتُ أموت بالتيفوس وأنا أبحث عنها بنفسى |
Ve sonra sana söylemek için ölüyordum, ama sadece belki kendisi söyler diye düşündüm | Open Subtitles | بعدها ، كدت أموت لـ أخبركـ لكنـي اعتقد انه ربمـا تود هي اخباركـَ بذلكـ |
Canlı hissetmeliydim, çünkü içten içe ölüyordum. | Open Subtitles | علي أن أشعر أني على قيد الحياة لآن في الداخل, أشعر أني أموت |
Trafik kazası. Çok kötü bir kazaydı, neredeyse ölüyordum. | Open Subtitles | تعرضنا لحادث, حادث سيارة, حادث سيارة سيء حقا, وكدت أن أموت. |
Dün ben de neredeyse ölüyordum, ama haber kamerası yoktu. | Open Subtitles | كدتُ أموت البارحة أيضاً، ولكن ليس على كاميرات الأخبار. |
Ben az kalsın ölüyordum ve bir daha benimle konuşmayacak mısın? | Open Subtitles | كدت أموت وأنت وحسب لن تتحدث معي مرة أخرى؟ |
Çin'de Kral'ın mezarını kazdığım zaman, kanalizasyon patladı ve ben neredeyse ölüyordum. | Open Subtitles | عندما حفرت قبر الملك في الصين, المجارير السفلية انفجرت و كدت اموت. |
- Az kalsın Marriott gibi ölüyordum. - Ne yapacağını kestiremedim! | Open Subtitles | لقد كدت ان اموت مثل ماريوت لم اكن اعرف ما كنت ستفعله |
ölüyordum, olabileceğim kadar ölüydüm. | Open Subtitles | كنت أحتضر. كنت ميتاً بينم كان بأمكاني العيش |
Biliyor musun, bir keresinde lunaparkta az kalsın ölüyordum. | Open Subtitles | أتعرف , اننى كنت سأموت ذات مره فى المنتزه |
Konuştukları bendim. Neredeyse ölüyordum. O bendim. | Open Subtitles | كان هذا أنا الذي يتكلمون عنه أشرفت على الموت تقريبا |
Kapalı olmadığına sevindim. Açlıktan ölüyordum. | Open Subtitles | . سعيدة لأنه ليس كذالك , كنت اتضور جوعاً |
Altı yıl önce, kanserden ölüyordum. | Open Subtitles | منذ ست سنوات كنت احتضر من السرطان سرطان الدم |