Ama sen hasta hastalıklı bir et parçasısın ve böyle ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لكنك معتوه و كتلة لحم سقيم هذه الطريقة هي التي تستحق الموت بها |
Rufio'yu öldürdün. Çocuklarımı kaçırdın. ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | انت قتلت روفيو ، و خطفت اطفالى انت تستحق الموت |
ölmeyi hak ediyorsun, ama ölürsen, bir işe yaramazsın. | Open Subtitles | تستحق الموت لكن لا يمكنك أن تفعل شيئاً و أنت ميت |
Eğer buradaysan ve bir şeyler saklıyorsan açık konuşayım ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | اذا كنت ذلك الشخص وكنت تحتفظ بشيء , اذا بالحقيقة فأنت تستحق الموت |
Pis bir hayvan gibi yalnız başına bir kafeste ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | فإنك تستحقّ الموت وحيدًا في قفص، إذ أنك حيوان قذر. |
Cehenneme git! Yaptıkların için ölmeyi hak ediyorsun! | Open Subtitles | اللعنه عليك تستحق الموت من أجل ما فعلته |
ölmeyi hak ediyorsun, seni domuz! | Open Subtitles | تستحق الموت , أيّها الغريب اللعين |
Gerçekten ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنت تستحق الموت |
ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تستحق الموت |
Ve bunun için, ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | من اجل هذا انت تستحق الموت |
Sikeyim seni! ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | تبّا لك , تستحق الموت |
O zaman ölmeyi hak ediyorsun lan sen. | Open Subtitles | أذا أنت تستحق الموت |
ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | تستحق الموت |
Yalnız ve acınası bir halde ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تستحقّ الموت بائسًا ووحيدًا |