ön kapıdan saate dokuz adım... ve bu odaya üç adım daha. | Open Subtitles | تسع خطوات من الباب الأمامي إلى الساعة وثلاثة خطوات أخرى لهذه الغرفة |
Fail muhtemelen arka camı kırıp girdi ve ön kapıdan çıktı. | Open Subtitles | الأرجح أنّ المُجرم كسر النافذة، وبعدها غادر من خلال الباب الأمامي. |
Tecrübelerime göre ön kapıdan girmek en az dikkat çekici yol olarak görünüyor. | Open Subtitles | حسنٌ، حسب خبرتي، السير مِنَ الباب الأمامي هي أقل الطرق التي تدعو للشكوك. |
ön kapıdan onları geçiremezdim, odama götüremezdim bu yüzden lağımları inşa ederken kendim için de bir şey ekledim. | Open Subtitles | لم أكن أستطيع إدخالهن من البوابة الأمامية أو إدخالهم إلى حجرتي لذلك، خلال عملية بناء المجاري بنيت شيئاً لنفسي |
Öyleyse, dediğiniz gibi başında şapkayla ön kapıdan girdiğini şu yönde kütüphaneye geçtiğini ve... | Open Subtitles | اذن, فقد كانت ترتدى قبعتها, ودخلت من الباب الأمامى, وأخذت طريقها الى المكتبة فى هذا الأتجاه |
ön kapıdan çıkma. Servis asansörünü kullan. Merhaba, Scarlet orada mı? | Open Subtitles | ولا تستخدم الباب الامامي استخدم مصعد الخدمات اهلا, هل سكارليت هنا؟ |
Ama ben güpegündüz ön kapıdan giriyorum. | Open Subtitles | وأنا أدخل من هذا الباب الأمامي في النهار، كما ترى |
- Ama Bryce senin Odana geldi. ön kapıdan gelmedi. | Open Subtitles | لكنه جاء عبر غرفتك لم يأت من الباب الأمامي |
Ben... Çıkarsam ön kapıdan çıkarım. | Open Subtitles | ـ عندما اريد الخروج سيكون من الباب الأمامي |
Tabii ki, fakat Noel Baba ön kapıdan çıkacak. | Open Subtitles | بالطبع هناك ، لي . ولكن هذا هو واحد سانتا ما يجري خارج الباب الأمامي. |
Silahları atın, ellerinizi başınızın üstüne koyup binadan dışarı çıkın, ön kapıdan. | Open Subtitles | إلقاء سلاحهم، وضع يديك خلف رأسك، ويخرج من المبنى من خلال الباب الأمامي. |
Mallar ön kapıdan giriyordu. arka tarafta indirimli olarak satılıyordu. | Open Subtitles | وحالما يتم التسليم عند الباب الأمامي يتم البيع عند الباب الخلفي بتخفيض |
Affedersiniz beyefendi ama giriş-çıkışlar ön kapıdan yapılıyor. Doris! Seni gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | متأسف يا سيدي عل الجميع أن يذهب من خلال الباب الأمامي |
ön kapıdan giriyorlar. Arkadan çık. | Open Subtitles | إنهم الآن على الباب الأمامي عليك الهرب من الخلف هل أنت تسمعني ؟ |
Ben ön kapıdan koşarak çıkacağım. | Open Subtitles | سَأُديرُ مثل الجحيمِ خارج الباب الأمامي. |
ön kapıdan çıkmış ve o zamandan beri görülmemiş. | Open Subtitles | و بمجرد خروجه من البوابة الأمامية لم يرَه أو يسمع به أحد |
ön kapıdan çıkacakları yerde hep üst kata kaçıyorlar. | Open Subtitles | التى تجرى دائماً بأعلى و يجب أن تخرج من الباب الأمامى |
Komutanın ön kapıdan çıkıp tam altımızdaki verandanın yanındaki merdivenlerden inmeye başladığını gördük. | Open Subtitles | و رأينا السيد جوز يأتي من الباب الامامي و كان على بعد خطوات من الفناء هناك و كنا نعلوه |
Ama bu sefer, ön kapıdan çıkacaksın. | Open Subtitles | و لكن، هذه المرة سوف تخرج من الباب الرئيسي |
ön kapıdan başka bir çıkış var mı? | Open Subtitles | حسناً ، هل هناك مخرج آخر بخلاف الباب الامامى |
Bu sabah bizim ön kapıdan utanç yürüyüşü yaparken yakaladım. | Open Subtitles | أمسكت به يدلف خجلًا خروجًا من الباب الأماميّ هذا الصباح. |
O taraftan olmaz. ön kapıdan gidin. | Open Subtitles | ليس من ذلك الطريق، اسلكوا المدخل الأمامي |
Eğer ön kapıdan çıkmayacaksak, en başa döndük demektir. | Open Subtitles | إن لم نتجاوز البوّابة الأماميّة فسنعود إلى نقطة البداية |
Polis değil. Polisler hep ön kapıdan gelir. | Open Subtitles | ليس شرطياً,رجال الشرطة دائماً يأتون للباب الأمامي |
Aynı şey gibi, ön kapıdan bakınca ev kırmızı... | Open Subtitles | مثلا، تَقِفُ عند البابِ الأماميِ... والبيت أحمرُ. |
Yürüyerek dosdoğru ön kapıdan çıkıp gideceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأتمشى متجها للخروج من البوابه الأماميه |
Aslına bakarsanız ön kapıdan çıkıp gitmiş. | Open Subtitles | في الواقع، لقد خرج مِن الباب الأمامي. |
Tabir caizse, ön kapıdan girmek zorundayız. | Open Subtitles | علينا الذهاب إلى البوابة الخلفية كي نتحدّث |