Tanrının zerafeti ve senin yardımın, herşey önceden olduğu gibi. | Open Subtitles | بفضل الرب ومساعدتك أصبح كل شيء كما كان في السابق |
Aryan bölgesinde hayat önceden olduğu kadar normal ve sakinmiş. | Open Subtitles | الى قلب مدينة وارسو وكانت الحياة تسير بشكل طبيعي كما في السابق |
Pekala ,o halde önceden olduğu gibi sadece manevi destek için buralarda olacağız. | Open Subtitles | حسنا سنكون في جوارك من أجل الدعم المعنوي كما في السابق |
önceden olduğu gibi normal bir hayat istiyorum. | Open Subtitles | أريد حياة طبيعية, كما كنت من قبل |
önceden olduğu gibi olmuyor. | Open Subtitles | ليس كما كنت من قبل. |
- önceden olduğu gibi olmasını istemiyorum adamım. Onu istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن تعود الأمور إلى سابق عهدها يا رجل، بل أريدها هي. |
Bu uyarılar da önceden olduğu gibi hafızanın depolanmış olduğu beynin aynı bölgesine geri gidiyor. | Open Subtitles | التي تعود إلى نفس الجزء في الدماغ ،كما في السابق حيث تتخزن الذاكرة |
Şu an daha önceden olduğu kadar sevimli değil. | Open Subtitles | أنه ليس رائعا الآن كما كان في السابق. |
Ben sedece önceden olduğu gibi dövüşüyorum. | Open Subtitles | أنا أقاتل فقط كما في السابق |
Whitehall'un önceden olduğu kadar güvenli olabileceği konusunda endişeliyim. | Open Subtitles | أخشى أن (الوايتهول) لم يعد آمنًا كما كان في السابق |
önceden olduğu gibi her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | ستعود الأمور إلى سابق عهدها. |