"öncelik" - Traduction Turc en Arabe

    • أولوية
        
    • الأولوية
        
    • الأولويات
        
    • أولويات
        
    • الأولويّة
        
    • أولوياتي
        
    • اولوية
        
    • أولويتنا
        
    • أولويتي
        
    • الاولوية
        
    • أولوياتهم
        
    • أولويّة
        
    • الأسبقية
        
    • أولوياتك
        
    • أولوياته
        
    Ve kuş gribi kapıyı çalarsa ya da benzer bir sebep olursa, dünya sıtmanın artık öncelik olmaması gerektiğine karar verir, herkes kaybeder. TED وإذا أنتشر وباء أنفلونزا الطيور، أو لأي سبب آخر قرر العالم أن الملاريا لم تعد أولوية قصوى، فسيخسر الجميع.
    Gelişen dünyada temel hukuki yaptırımın bozulması yoksulluğa karşı küresel savaş için büyük bir öncelik olacağını düşünürdünüz. TED لذلك ستعتقد أن تصحيح الخلل في تطبيق القانون في الدول النامية سيكون أولوية عظمى في الكفاح العالمي ضد الفقر.
    Sosyal kalkınmaya öncelik vermeli ve çözümleri dünya çapına yaymalıyız. TED علينا إعطاء الأولوية للنمو الاجتماعي، ووضع حلول حقيقية حول العالم.
    Sizleri aynı zamanda cesaretlendirmek istiyorum. Eminim konuşmanın ardından da fikir alışverişi yapacağız ama, düşünmenizi istediğim asıl konu, öncelik sıralamasını nasıl yaptığımız? TED وأنا اشجعكم بشدة على هذا , وانا متاكد انه يمكننا ان نتناقش في هذا لاحقاً , لنفكر سوياً كيف حددنا هذه الأولويات ؟
    Okul, etraftaki polisler için yüksek öncelik taşımıyor. Open Subtitles المدرسة ليست بالضبط من أولويات الشرطة في هذه المنطقة
    NSA ve CIA mesajı çözmeyi öncelik olarak belirledi. Open Subtitles فكّ التشفير أخذ الأولويّة في وكالة الأمن القومي، و وكالة الاستخبارات المركزيّة
    Vidal, yaşamak için mücadele eden imkânları kısıtlı pek çok çocuğumuzun hikâyesini somutlaştırıyor, işte bu yüzden, eğitimi bir öncelik hâline getirmeliyiz. TED فيدال يُجسد الكثير من الأطفال المحرومين لدينا الذين يعانون ليعيشوا. لهذا السبب يجب علينا أن نجعل التعليم أولوية.
    Sosyal değişimi sonraki düşünce değil, öncelik hâline getirirsek daha geniş eşitliği açma fırsatımız olur. TED لدينا الآن الفرصة لكشف جودة أكبر إذا جعلنا من التغير الاجتماعي أولوية و ليس كتفكير مؤجَّل.
    Yeni bir yer kiralayacak veya satın alacak olursanız gürültü azlığını öncelik belirleyin. TED إن كنتم تسعون لاستئجار منزلٍ جديد أو شرائه، اجعلوا الهدوء أولوية.
    Bu sahalar o kadar kirli ki devlet temizliğini ulusal bir öncelik haline getirdi. TED تلك هي المواقع الملوثة بشدة، والتي اعتبرت الحكومة أن تنظيفها أولوية وطنية.
    İkinci özellik ise, cinsel ilişkiye öncelik vermeleri. TED والسِّمة الثانية هي أنهم يُعطون للجنس أولوية.
    Esir alımı için, 3,000 mıntıkasına ilerleyin. öncelik yok. Gelecek bağlantı 9:30'da. Open Subtitles امضي الى القطاع 3000 لنقل السجين، الأولوية خارج الأتصال القادم في 930
    Güçlerimiz tehlike altında. İlkyardım ekibi, ilk öncelik. Hadi kıpırdayın. Open Subtitles القوات الجوية تدبرت أمر الإمدادات الطبية من الأولوية القصوى، لنتحرك
    Tutumluluk senin için bir öncelik, bu aşikar küçücük mutfağının büyüklüğüne bakıldığında. Open Subtitles خفض التكاليف هو من الأولويات لكِ أنظري إلي حجم مطبخكِ صغير جداً
    Sadece bunun ilçe başkanı için bir öncelik olduğunu söylüyorum. Open Subtitles أنا فقط أقول أن هذا الامر حقيقا علي أولويات رئيس البلدة هنا.
    Hayır, bir numarayı daha izliyorsunuz. öncelik onda. Open Subtitles كلاّ، أنت تتبّع رقماً أيضاً، مُهمّتك تأخذ الأولويّة.
    1997-2002 arasında, BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi iken, iklim değişikliği benim için öncelik taşımıyordu. TED و عندما اشتغلت مفوضةً سامية لحقوق الإنسان بالأمم المتحدة في الفترة من 1997 إلى 2002، لم يكن تغير المناخ من أولوياتي.
    Önümüzdeki tüm uçuş trafiğinin boşaltılması ve Chicago'ya inişte öncelik tanınması lazım. Open Subtitles نَحتاجُ ممر تحتنا خالي و اولوية الهبوط في شيكاغو.
    Ben gizli servise öncelik tanıyorum, böylelikle başkan mümkün olduğunca güvende olur. Open Subtitles أولويتنا ستكون شعبة الحماية الرئاسية علينا تأمين الرئيسية بأسرع ما يمكننا
    Burada, koyduğum ya da kaldırdığım her kuralla öncelik vereceğim ilk şeyin bir yetimin geleceği olduğunu düşünmeye çalışıyorum. Open Subtitles هنا في سانت كلاودز أحاول أن أعتبر أن كل قاعدة أخرقها أو أفعلها أن أولويتي الأولى هي مستقبل الأيتام
    Sizi temin ederim Sayın Konsolos, FBI bunu birinci öncelik olarak görüyor. Open Subtitles دعني أُطمأنك، مكتب التحقيقات الفدرالي يعتبر هذا فى الاولوية القصوى
    İki yüz tane eski Wraithlerin hayatları onların öncelik listesinde üstlerde değil. Open Subtitles حياة 200 من الريث السابقين ليست على قائمة أولوياتهم
    Bu davayla ilgili tüm adli tıp çalışmalarına öncelik verilecek. Open Subtitles و ضع حالة أولويّة على كلّ الأمور الشرعيّة المتعلّقة بهذه القضيّة
    Başlangıçta, daha çok öncelik iddiasıydı. Open Subtitles في البداية, كان الأمر يتعلق بحق الأسبقية كان ملكي أنا
    Aslında sadece kankalarına değer verdiğini ve onlara öncelik verdiğini söyleyen bir tür şaka. TED في الواقع هي أشبه بمداعبة أنك تهتم بإخوتك وتضعهم على قائمة أولوياتك.
    Ve Tamil sorununa öncelik vereceğini dile getirdi. Open Subtitles "ولقد قال "أن قضية التامليين أهم أولوياته" "

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus