"önem taşıyor" - Traduction Turc en Arabe

    • من المهم
        
    • مسألة غاية
        
    • غاية الأهمية
        
    Bayan Davis, sadece gerçekten yaşadıklarınız hakkında konuşmanız önem taşıyor. Open Subtitles آنسة دافيز من المهم أن تتحدثي فقط عما اختبرته بالفعل
    Bayan Davis, zor olduğunu biliyorum ama bize söylemeniz önem taşıyor. Open Subtitles آنسة دافيز اعرف أن هذا صعب لكن من المهم أن تخبريننا
    Onu ilk 24 saat içinde bulmamız hayati önem taşıyor. Open Subtitles من المهم جدا ان نجدها خلال ال24 ساعة الأولى
    Karibu için zamanlama kritik önem taşıyor. Open Subtitles ،بالنسبة لغزلان الرنة التوقيت مسألة غاية في الأهمية
    Fakat mühim bir önem taşıyor, çünkü vücudumuzun içindeki işleyiş ve bizlerin bunu algılayış şekli bizi hayatta tutan şey. TED ولكنه فى غاية الأهمية لإن إدراك وتنظيم الحالة الداخلية للجسم فى الواقع، هذا ما يُبقينا أحياءً.
    Bu proje firma için çok önemli, yani işi mahvetmemiz gerçekten önem taşıyor. Open Subtitles هذا المبنى مهم للشركة لذا من المهم أن لا نفجر الفرصة
    Neden yogacı eleman Pablo bugün geç kalıyorken bizim yarın vaktinde gelmemiz büyük önem taşıyor? Open Subtitles لماذا من المهم أن نكون هنا مبكراً غداً، بينما بابلو مدرب اليوغا متأخر اليوم؟
    Sen hamile kalmadan önce bir ebeveyn sözleşmesi yapmamız önem taşıyor. Open Subtitles قبل أن نُكَوِّن طفلاً، من المهم أن نناقش عقد أبوة
    Talimatlarımın sırayla takip edilmesi çok önem taşıyor. Open Subtitles من المهم جداً أن تطبق تعليماتي بالحرف الواحد
    Ayırma sırasında kütleyi delmemek büyük önem taşıyor. Open Subtitles من المهم عدم اختراق الكتلة أثناء إزالتها
    Adamımızın talimatlarına uymanız hayati önem taşıyor. Adamımız yanınızda olacak. Open Subtitles ***لكن من المهم اتباع تعليمات مسؤول الصحة بالداخل***
    Gerekli karbonhidratı almam hayati önem taşıyor. Open Subtitles من المهم جداً أن أحصل على الكربوهيدرات
    Onunla derhal konuşmam hayati önem taşıyor. Open Subtitles من المهم جدا أن أتحدث معه حالا.
    Düşmanımızın neyin peşinde olduğunu bilmek savaş için hayati önem taşıyor. Open Subtitles من المهم بالحرب أن نعرف ما ينويه العدو.
    Seçim yaklaşırken eyaletlerinizin yönetimleriyle çalışmamız önem taşıyor. Open Subtitles لذا من المهم للغاية أن نعمل ...مع إدارات ولاياتكم ...قبل الانتخابات
    Bak, Luke'u bulmam hayati önem taşıyor. Open Subtitles من المهم جداً أن أجد"لوك".
    Karibu için zamanlama kritik önem taşıyor. Open Subtitles ،بالنسبة لغزلان الرنة التوقيت مسألة غاية في الأهمية
    Konuların rastgele seçilmesi ve doğru tavırlar ise en önem taşıyor. Open Subtitles والموقف خلال وسائل النقل من الخداع العشوائي على ما يبدو في غاية الأهمية
    Fazla bir şey beklemeyin sadece parlamentoyla ilgili bir söylenti fakat her küçük parça hayati önem taşıyor. Open Subtitles لا تجعل من ذلك شيئًا كبيرًا إنها مُجرد شائعات برلمانية لكن كل شيئ صغير هو أمر في غاية الأهمية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus