"önemi kalmayacak" - Traduction Turc en Arabe

    • لن يهم
        
    • فلا يهم
        
    • فلن يهم
        
    • سيهم
        
    • يهم على
        
    • يفرق الآمر
        
    • لن يكون مهماً
        
    Ama herhangi bir şeyden şüphelenirse... istediğimiz şeyin bir önemi kalmayacak. Open Subtitles لكن إذا إشتبه بأيّ شيء، ما نريده لن يهم بعد ذلك
    Bak, endişe etmene gerek yok bu iş bittiği zaman hiç önemi kalmayacak. Open Subtitles ليس عليك القلق حيال الأمر متى ما عقدت الصفقة لن يهم شيئاً من ذلك
    - Herif iki kere vuruldu, yani bir hastaneye ya da doktora gitmez ve kanamasını durduramazsa bunun bir önemi kalmayacak. Open Subtitles و لهذا ما لم يوقف النزيف بدون الذهاب الي طبيب او مستشفي فلا يهم حقا
    Tedaviyi ele geçirdiğimizde, bunların hiçbirinin önemi kalmayacak çünkü onu, onlara karşı kullanabiliriz. Open Subtitles حالما نجد الترياق، فلن يهم أيّ من ذلك إذ سيكون بوسعنا استخدامه ضدهم
    Ama bizi orada görüp, birbirimizi ne kadar sevdiğimizi fark ettiklerinde ...diğer hiçbir şeyin önemi kalmayacak. Open Subtitles لكن عندما يروننا على المذبح سيرون كم نحن نحب بعضنا البعض و لا شئ آخر سيهم
    Tabii eğer bomba düşerse bunların hiçbir önemi kalmayacak. Open Subtitles بطبيعة الحال، إذا اسقطوا القنبلة، لا شيء من ذلك يهم على أي حال.
    Fakat eğer başaramazsak artık bunun bir önemi kalmayacak. Open Subtitles وإذا لم ننجح , لن يفرق الآمر
    Cora, İngiltere'ye dönüp bütün bu kargaşadan uzak, evlendiğimizde burada olan bitenin ya da konuşulanların hiçbir önemi kalmayacak. Open Subtitles كورا، حين نعود سوياً إلى إنجلترا ونتزوج ونكون بعيدين عن هذا المكان ما يجب فعله وقوله هنا لن يكون مهماً أبداً
    - O adam Regina'nın burada yaşadığını öğrenirse bunun bir önemi kalmayacak. Open Subtitles ‫ -‬حسنا، هذا لن يهم. ان اكتشف الشخص ان ريجينا تسكن هنا.
    O soruyu bana bir daha sorma çünkü kazanınca serbest kalacaksın benim düşüncemin önemi kalmayacak. Open Subtitles اذاً، لا تسأليني هذا السؤال مرةً أخرى لأن بعد ما انتصر ستصبحين طليقة و ما اعتقده لن يهم
    Yakında suyumuz bitecek, önemi kalmayacak zaten. Open Subtitles قريباً سينفد من الماء وهذا لن يهم على أي حال
    Eğer başarırlarsa nerede olduğumuzun bir önemi kalmayacak. Open Subtitles لو نجحوا بفعل ذلك لن يهم أين نكون نحن
    Birkaç dakika sonra zaten bir önemi kalmayacak. Open Subtitles بعد دقائق, لن يهم قتلى لأن كلنا سنموت
    Evet ama bunu kazanırlarsa bir önemi kalmayacak. Open Subtitles هذا الاقتراح لن يهم إذا انتصروا بهذا
    Bir şey yapmazsan hangimizin haklı olduğunun önemi kalmayacak. Open Subtitles إن لم تفعل شيئاً فلا يهم من منا محق
    Kanıt elimize geçtikten sonra, söylediklerinin önemi kalmayacak. Open Subtitles وحالما نحصل عليها، فلا يهم ما تدّعيه
    Bundan kurtulamazsan, hiçbirinin önemi kalmayacak ve yaptığımız her şey... Open Subtitles إن لم تستطِع نزعه، فلن يهم أي من هذا، وكل ما نقوم بِه... سيتم الأمر ،حسناً؟
    Terry'i kadının şeytanını geri çağırdığına ikna edebilirsek yaptığımız ayinin yalandan olmasının bir önemi kalmayacak. Open Subtitles إذا تمكنّا من إقناع (تيري)، بأن روح المرأة قد أمرت الشيطان أن يتراجع، فلن يهم على الإطلاق إذا ما كان الأمر برمته ضرباً من الجنون.
    Savaş başladığında bir önemi kalmayacak, hepimiz toz duman olacağız. Open Subtitles ،ولا شيء سيهم حين تنطلق تلك القنابل النووية ..فسوف نتحول جميعاً إلى غبار
    - On dakika içinde, bunların hiç önemi kalmayacak, çünkü adam mortu çekmek üzere. Open Subtitles -اقول لكم، خلال عشر دقائق لاشيء من هذا سيهم لان هذا الرجل يحوم حول الموت
    Fakat eğer başaramazsak artık bunun bir önemi kalmayacak. Open Subtitles وإذا لم ننجح , لن يفرق الآمر
    Donarak ya da açlıktan ölürsek onun bir önemi kalmayacak. Open Subtitles من الممكن أن نموت من البرد والجوع وآنذاك لن يكون مهماً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus