Savaşın öngörüsünde; | Open Subtitles | التنبؤ بالحرب، سلسلة من النكسات ... |
Anlaşılan seninkinin tek psişik gücü zengin ve namlı bir pisliğe cinayetten yırtacağı öngörüsünde bulunması ve onun da buna inanması. | Open Subtitles | يبدو أن القوى الروحانية الوحيدة التي أظهرها صديقك هذا هي القدرة على التنبؤ بأنك إذا أخبرت شخصاً ثرياً حقيراً... بأنه سيفلت بجريمة قتل لسوف يصدقك |
Lara sana tek söyleyebileceğim, eğer dünyanın sonu öngörüsünde ısrar ederse, bu gerçekten bir şeylerin sonu olacak. | Open Subtitles | كل ما أقوله يا ( لارا ) ، أنه ... إذا أصر على ... التنبؤ بنهاية العالم ، فما سينتهي ... |
İnanılması her ne kadar güç olsa da, tek açıklama Frost'un 1991'deki öngörüsünde, bizi günümüzde Somali'de görmüş olduğu. | Open Subtitles | التفسير الوحيد الممكن هو أن (فروست) انتقل في لمحته من عام 1991 إلى وقتنا الراهن |
Mesajda "Mark öngörüsünde içiyordu" yazıyordu. | Open Subtitles | قالت الرسالة أن (مارك) كان يُعاقر الشراب في لمحته المستقبلية |