Filmerde aşıklar öpüşürken duyulan müzik derken ayrıldım. | Open Subtitles | لقد غادرت عندما ذكرت الموسيقى التى نسمعها عندما يقبل الأحبه بعضهم فى الأفلام |
Geçen gece babamın ofisine gittim ve onu başka bi kadınla öpüşürken gördüm. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى مكتب أبي ليلة أمس ورأيته يقبل امرأة آخرى |
Rudy ve Paul u, Marco'nun önünde öpüşürken gördünüz mü? | Open Subtitles | الآن, هل شاهدت في أي يوم رودي وبول.. يتبادلان القبل أمام ماركو؟ |
Annenle beni hiç böyle öpüşürken görmedin mi? | Open Subtitles | ألم ترينى أنا وأمك نقبل بعضنا بهذا الشكل؟ |
Yine de insanlar onları öpüşürken görmek isteyecektir. | Open Subtitles | لا زلت أعتقد أن الناس يريدون أن يروهم يتبادلون القبل. |
İnkar etme! Sizi öpüşürken gördüm! | Open Subtitles | لا تنكر ذلك رأيتكما تقبلان بعضكما أيها الحقير |
Sen ve Amy öpüşürken yemeğimi bitirecek zamanım oldu. | Open Subtitles | كان لديّ وقت وفير للأكل والتمشية ريثما كنت تقبّل "آيمي". |
Arkadaşının karısını başka bir adamla öpüşürken görseydin bunu ona söyler miydin? | Open Subtitles | إذا رأيت زوجة صديقك تُقبّل رجل آخر، هل سوف تخبره؟ ـ ماذا؟ |
Cüzdanımı arabasında unuttuğumu fark ettim bu yüzden bu sabah ona gittim ve onu garajının önünde sarışın bir hizmetçiyle öpüşürken gördüm. | Open Subtitles | أدركت أنني نسيت محفظتي في سيارته فجئت هذا الصباح ورأيته واقفاَ في طريق السير يقبل البغي الشقراء |
Onu bu öğleden sonra barda başka bir kadınla öpüşürken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته في الحانة هذه الظهيرة يقبل إمرأة أخري أتتوقع منّي ان أصدق ذلك ؟ |
Bilyorsun, bu ikisinin öpüşürken çekilmiş fotoğrafı onu ikna etmeli. | Open Subtitles | أوَتعلم، صورة بسيطة للإثنان وهما يتبادلان القبل |
Buz Balosu'nda ikisini öpüşürken görenler var. | Open Subtitles | شاهدهما اشخاص يتبادلان القبل في كرة الرقص الجليديه |
Pekala. Söyle bakalım, annenle beni hiç böyle öpüşürken görmedin mi? | Open Subtitles | حسنا أخبرينى ألم ترينى أنا وأمك نقبل بعضنا هكذا؟ |
- Onlar öpüşürken, onlara mı sarılıyorsun? | Open Subtitles | هل أنت تعانقهم في حين أنهم يتبادلون القبل ؟ نعم .. |
Bugün sizi doktorlar odasında öpüşürken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتكما تقبلان بعضكما في استراحة الأطباء |
-Kameracı Al sen ve Morning'i park yerinde öpüşürken görmüş. | Open Subtitles | آل) رجـل الكاميـرا) رآك تقبّل (مورنينق) في المواقف الأسبوع الماضي |
Seni küçük serseri, öpüşürken dudaklarını rahat bırak. | Open Subtitles | أيّها الوغد الصغير، أرخي شفتاك عندما تُقبّل. |
Sizi arka bahçede öpüşürken görmüş.., | Open Subtitles | لقد شاهدتكما تتغازلان في الحديقة الخلفية |
Bizi öpüşürken gördü. | Open Subtitles | .. نحن الصورة أنا و أنت .. نتبادل القبل |
Onları öpüşürken tek o gün görmüştüm. | Open Subtitles | إنه الوقت الوحيد الذي رأيتهم يقبلان بعضهما فيه |
Onları öpüşürken gördüğümü bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | ولا اعتقد في اي وقت مضى اني رأيتهم يقبلون بعضهم |
Evet. Bir hafta sonu oraya gitmiştim ve öpüşürken oda arkadaşı ve onun erkek arkadaşını bizi gördü. | Open Subtitles | في عطلة نهاية الأسبوع الماضية، كنت بالأسفل هناك، وكنا نقبّل بعضنا مودعين. |
Anne, bizi öpüşürken gördüğünü biliyorum, ama şimdi soğumalısın. | Open Subtitles | أمي، أعرف أنكِ رأيتينا نتبادل القبلات لكن يجب أن تهدأي الآن |
- Onu beğendim. öpüşürken, herkes birbirini sever. | Open Subtitles | الجميع يحبون بعضهم عندما يتبادلون القُبل |