öpüşmekten parmaklamaya birkaç saniyede geçmek istemeyen kıza? | Open Subtitles | التي ترفض القفز من التقبيل إلى العبث بالإصبع في غضون لحظات؟ |
öpüşmekten başka bir şey yapmıyoruz. Bunu istemiyorum artık. | Open Subtitles | كل مانفعله هو التقبيل لم أعد أريد فعل ذلك |
Okulda öpüşmekten bahset. | Open Subtitles | عن التقبيل في المدرسة |
Sanırım öpüşmekten başka yapacak bir şey kalmadı. Geliyor. | Open Subtitles | -أظن أنه لم يبقَ أمامنا سوى التقبيل |
- Şey, genç kız bu günlerde.... ...sarılmak, el ele tutuşmak, öpüşmekten daha değerli şeyler bekliyorsa. | Open Subtitles | حسنا، السيدة الشابة تبحث هذه الأيام عن السوس أكثر من المعانقة والمسك والتقبيل |
Demek sonunda ikiniz el tutuşmaktan ve öpüşmekten mezun oldunuz. | Open Subtitles | إذاً انتما الإثنان تخرجتما اخيراً من إمساك الأيادي والتقبيل |
öpüşmekten daha zor şeyler var hayatta... | Open Subtitles | هناك أمور أصعب من التقبيل |
- Hayır, o çocuk öpüşmekten hiç anlamayan biriymiş. | Open Subtitles | -لا ، إنه الولد الذيْ لا يعلم أي شيء عن التقبيل... |
Ming öpüşme hastalığından acı çekerken, ...ben de aşırı öpüşmekten kusmak üzereydim. | Open Subtitles | بينما كانت (مينغ) تعاني من مرض التقبيل كنت مريضة بسبب التقبيل |
Herkesin içinde öpüşmekten nefret ederim. | Open Subtitles | لا أحب التقبيل على الملأ |
öpüşmekten. | Open Subtitles | بسبب التقبيل . |