| Fakat zavallı şey, kendi vücudunun dışında büyüyen, bir örümcek ağına yakalanmış. | Open Subtitles | لكن السيء بالأمر أنها كانت محتجزة بواسطة شبكة عنكبوت عملاقة كانت قد نمت من خلال جسمها |
| En azından dev bir örümcek ağına takılmayacak kadar akıllıyım. | Open Subtitles | حسناً، أعرف بإنك مشيت من خلال شبكة عنكبوت. |
| Byakugan ile çok uzakları bile görüyorsun ama düz yolda yürürken örümcek ağına takılıyorsun. | Open Subtitles | تستطيعينَ الرؤية لمدًى بعيدٍ بالبياكوغان خاصتكِ. ولكنّكِ مشيتِ خلال شبكة عنكبوت. |
| Dostum, ben kızım bir kere. Şöyle ki, bizim kadınsı huylarımız örümcek ağına benzer. Bazen istemediğimiz şeyleri de yakalar. | Open Subtitles | رجل ، أنا فتاة ، وفخ الفتاة مثل شبكة العنكبوت ، أحياناً تصطاد أشياء لا تريدها |
| örümcek ağına benzetiyor. | Open Subtitles | ماما تحسبها جميلة ، مثل شبكة العنكبوت |
| - Sonradan öğrendim ki tuvalete giderken örümcek ağına takılmış... | Open Subtitles | -كلا، إكتشفت فيما بعد في الطريق نحو الحمّام، أنه تمشى في شبكة عنكبوت |
| O bir örümcek ağına takılan marul yaprağı. | Open Subtitles | تلك كانت ورقة خسّ وقعت على شبكة عنكبوت |
| - Neon örümcek ağına benziyor. | Open Subtitles | يبدو مثل شبكة عنكبوت ضوئية |
| örümcek ağına yakalandım! | Open Subtitles | -لا! لقد مررت للتو خلال شبكة عنكبوت ! |
| Gerçi, üzerinde örümcek ağına benzeyen şu ızgaralardan vardı. | Open Subtitles | ،كان لديّها إحدى تلك الشبكات" "التي تَبدو مثل شبكة العنكبوت |
| "Örümcek ağı... örümcek ağına bakar ve yalan söylerim örümcek ağına. | Open Subtitles | " أجلس محدقةً فيكِ يا شبكة العنكبوت " |