Bu işi örtbas etmek için Warren Komisyonunu toplayabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن للغوغاء السيطرة على لجنة وارين لتغطية الامر ؟ |
Nükleer denizaltınızın patlaması hikayesi bu olayları örtbas etmek için miydi? | Open Subtitles | انفجار غواصتكم النووية كان قصة لتغطية هذة الأحداث؟ |
Annesinin, büyükannemi merdivenlerden ittirdiğini örtbas etmek için yalan söyledi. | Open Subtitles | قامت بالكذب للتغطية على أن أمها دفعت جدتي على السلالم |
O hâlde Betancourt, uyuşturucu kaçakçılığını örtbas etmek için hazine avlarını finanse ediyor. | Open Subtitles | حسناً إذا كان يمول صيد الكنوز للتغطية على تهريب البضائع فهو لم يعلم أنهم وجدوا الذهب |
Sanırım bu birinin örtbas etmek için çok fazla şeyi göze alabileceği birşey. | Open Subtitles | أظن بأن أحدهم وصل لمسافة بعيدة لإخفاء الأدلة. |
Cinayetleri örtbas etmek için park kazalarını kullanan biriyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع قاتل يستخدم حوادث المنتزة ليغطي جرائمه |
Prensin gizli evliliğini örtbas etmek için yardımınızı istediler mi? | Open Subtitles | هل طلبوا منك منك المساعدة في التغطية علي زواج الأمير السري |
Neden bir şey yapmıyorsun? Yalanınızı örtbas etmek için insanları öldürmeyin. | Open Subtitles | لم لا تفعل شيئاً.ألغ العملية لا تقتل هؤلاء الناس لتخفي كذبتك |
İkisinin bu işi örtbas etmek için öldürüldüğünü biliyordun ama yine de bana tek kelime etmedin. | Open Subtitles | لقد علمتِ بأنه تم قتلهما لتغطية هذا الأمر و مع ذلك لم تنبسي بكلمة لي |
Kadını vurup, sonra örtbas etmek için kendini vurmuş olabilir. Sadece kadını vurup da gidebilirdi. | Open Subtitles | ربما قتلها ثمّ أطلق النار على نفسه لتغطية الجريمة |
Bir an önce bir şeyler yapmalıydım, ben de eksik miktarı örtbas etmek için şişeyi yere döktüm. | Open Subtitles | وكان عليّ التصرّف بسرعة لذا أرقتُ القارورة لتغطية الكميّة المفقودة |
Yani sahtekârlığını örtbas etmek için cinayet işlediğini söylüyorsun. Anlamıyor musunuz? | Open Subtitles | إذًا ما تقوليه هو أنكِ إرتكبتِ جريمة قتل لتغطية الإحتيال. |
Sally Langston Daniel Douglas'ı öldürdü, ve Jake bunu örtbas etmek için üç kişiyi öldürdü, | Open Subtitles | سالي لانجستون قتلت دانيال دوجلاس وجايك قتل ثلاثة أشخاص لتغطية فعلها |
Rehine krizini, bir hırsızlığı örtbas etmek için kullanıyordu. Hırsızlık mı? | Open Subtitles | و قد إستغل أزمة الرهائن للتغطية على سرقة ؟ |
Asıl kaçırmayı örtbas etmek için daha fazla insan kaçıramazsınız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع اختطاف المزيد من الناس للتغطية على الأختطاف الأصلي |
İstatiklere bakılırsa kar elde etmek ya da bir suçu örtbas etmek için bombalıyor. | Open Subtitles | بشكل إحصائي إنه يفجّر للربح أو لإخفاء جريمة |
Sana diyorum bak, ilişkiyi örtbas etmek için ciddi işlere kalkışan kişiler gördüm. | Open Subtitles | انا اخبرك رأيت الناس تقوم بأشياء خطيرة لإخفاء علاقة غرامية. |
Guatemala'daki savaş suçunu örtbas etmek için | Open Subtitles | هو أمر بقتل هؤلاء الأشخاص ليغطي على جرائمه في غواتيمالا. |
Sonra da suçlarını örtbas etmek için ateş çıkardı. | Open Subtitles | . بعدها أشعل النار ليغطي على الجريمة |
Prensin gizli evliliğini örtbas etmek için yardımınızı istediler mi? | Open Subtitles | هل طلبوا منك منك المساعدة في التغطية علي زواج الأمير السري |
- Ertesi gece, arabandaki hasarı örtbas etmek için bir ağaca sürdün. | Open Subtitles | وفي الّليلة التالية اصطدمتي بشجرة . لتخفي الأضرار في سيّارتكِ |
Bu hikayeyi örtbas etmek için gücünüzü kullanmazsanız tek zayiat barış antlaşması olmayacak. | Open Subtitles | إذا لم تستخدمي سلطة منصبك لإنهاء هذه القصة فاتفاقك للسلام لن يكون الخسارة الوحيدة |
Her ne ise örtbas etmek için iki eyaleti haritadan sildiler. | Open Subtitles | مهما ان كان , فقد قاموا بالقضاء علي مدنتين بالخريطة لتغطيته |
Tüm bu delillerin bir cinayeti örtbas etmek için yerleştirildiğini düşünüyorduk. | Open Subtitles | إعتقدنَا ذلك كُلّ هذا الدليلِ زُرِعَ لتَغْطية a قتل. |
Hayır, doğru bile olmayan bir şeyi örtbas etmek için seni öpmeyeceğim. | Open Subtitles | كلا.. لن أقوم بتقبيلك للتستر على شي ليس حتى صحيحاً |