O kişi bir kitap okumaya çalışıyor fakat müzikten ötürü odaklanamıyor. | TED | ذلك الشخص يحاول قراءة كتاب، ولكنه لا يستطيع التركيز بسبب الموسيقى. |
Arabanızda bulundurduğunuz şeylerden ötürü narkotik bir ön tahkik başlatıyorum, efendim. | Open Subtitles | بتهمة حوزتك على مخدرات اوليه بناء على ما وجدناه في سيارتك |
İçinde bulunduğumuz durumdan ötürü planımı değiştirdim artık şu şekilde olacak: | Open Subtitles | نظراً لموقنا الحالي، فقد غيّرت خططنا، إلى الآتي، |
Fakat nihayetinde bazı sistematik nedenlerden ötürü bunun işe yaramadığı sonucuna vardım. | TED | ولكن وصلت في النهاية إلى استنتاج أنها لم تنجح فقط لأسباب منهجية. |
Gurkha alayındaki görevimden ötürü onu reddettim. | Open Subtitles | نظرا لمركزى الإجتماعى كقائد للفرقه 12 فقد رفضت |
Bu olağandışı karardan ötürü herkesin sorduğu soru şu: yargıç bunu neden yaptı? | Open Subtitles | ان السؤال الذي يسأله كل شخص بسبب هذا الترتيب غير العادي هو : |
6 yıl önce aşırı şiddet uyguladığından ötürü askıya alınmıştı... | Open Subtitles | من ست سنوات مضت تم إقصاءه بسبب إستخدام القوة المفرطة.. |
David, bana söylemek üzere olduğu bir şeyden ötürü öldürüldü. | Open Subtitles | أن دايفيد قتل بسبب شئ كان على وشك إخبارى به |
Zinaya suç ortaklığından ötürü seni tutuklamaya yetkim var. | Open Subtitles | لدي القدرة على إعتقالك بتهمة المساعدة على الزنا |
Evet, seni Borden, hücresinde oturmuş, günlüğümü okuyup, cinayetimden ötürü ölümü bekleyen seni. | Open Subtitles | نعم أنت يا بوردن تجلس في زنزانتك منتظرا الموت بتهمة قتلي |
Çocuğu, iki cinayetten ötürü yargılanmak üzere. | Open Subtitles | و ولده ينتظر محاكمته بتهمة القتل المزدوج |
İçinde bulunduğumuz durumdan ötürü planımı değiştirdim artık şu şekilde olacak: | Open Subtitles | نظراً لموقنا الحالي، فقد غيّرت خططنا، إلى الآتي، |
Kaynak yokluğundan ötürü, başka bir soruşturma olmamış. | Open Subtitles | لم يتم أي تحقيق بعد ذلك نظراً لقلة الموارد |
Bilesin diye söylüyorum, ona bunu yanlış nedenlerden ötürü yaptığını söyledim. | Open Subtitles | يجب ان اقول اني اخبرته انه يفعل هذا لأسباب خاطئه .. |
Parayı böyle yüce sebeplerden ötürü istediğini öğrenince daha çok üzüldüm. | Open Subtitles | تعرفين,خاصة أنه الان اعرف انك أردت أن تستخدمي المال لأسباب نبيلة |
Artan kayıtlardan ötürü bir bütçe fazlamız var. | Open Subtitles | لدينا على التوالي فائضا في الميزانية نظرا لزيادة الإلتحاق |
Uzmanların hâlâ çözemediği bir nedenden ötürü denize balıklama dalmış. | Open Subtitles | و لسببٍ مازال مجهولاً للخبراء هوت في البحر |
Ve tamamen asaletimden ötürü bu varsayımımı seni de kapsayacak şekilde genişletiyorum. | Open Subtitles | لذا بعيداً عن ما يقتضيه النبل، أنني أضع هذه الفرضية لتغطيتك أيضاً. |
Yanlış düşünüyordu, bazı insanlar dikkate alıyordu, ancak farklı sebeplerden ötürü. | TED | و قد كان على خطأ، بعض الناس كانوا منتبهين و لكن للأسباب الخطأ |
Senin Sirius'u kurtarmaya çalışmanla aynı sebepten ötürü arkadaşlarının seni kurtardığı aynı sebeple bunca seneye rağmen, o kadar acı çekmene rağmen senin daha fazla acı çekmeni istemedim | Open Subtitles | للسبب نفسه انت تحاول حماية سيريوس كما حماك صديقك بعد كل هذه السنين بعد كل ما عانيته |
Ordu ve aileler icin yaptıklarınızdan ötürü tesekkür fırsatını kacırsam evdekilerin yüzüne bakamazdım. | Open Subtitles | لن أكون قادره على العوده لمسقط رأسي لو أضعت هذه الفرصه لشكرك لكل ما فعلته من أجل رجال وسيدات الجيش وعائلاتهم |
Adamlarım yaşasaydı kalabalığa saygıdan ötürü ben olsam bunu yapardım. | Open Subtitles | لسوف أفعل هذا لو كُنت مكانك إحتراماً للجُمهور. إن كان رجلى بقي على قيد الحساة. |
Sakın insanların anlaşılması güç nedenlerden ötürü bazı şeyler yaptığını söyleme. | Open Subtitles | ولا تكررى ماقلته سابقا.. ان الناس احيانا تفعل اشياء لاسباب معقدة. |
Muhtemelen senin adada başına gelenleri bize anlatmamanla aynı sebepten ötürü. | Open Subtitles | ربما نفس السبب الذي جعلك لا تخبرنا بما حدث معكَ على الجزيرة. |
İki sebepten ötürü bugünlerdeki sahip olduğumuz en iyi ekonomi haberidir. | TED | هذا من أفضل الأخبار الاقتصادية لدينا هذه الأيام وذلك لسببين رئيسيين. |
"Daniel Keary'nin vücudu aşırı soğuktan ötürü hipotermia evresine girdiği zaman Grausen hayatta kalamadı. | Open Subtitles | "عندما صار جسد (دانيال كيري)... "بارداً لدرجة أدت به لإنخفاض بحرارة الجسم، "لم يعد بإمكان الـ"جراوزن" العيش. |