"övünüyor" - Traduction Turc en Arabe

• يتباهى
• يتفاخر
• يَتفاخرُ

En iyi askerlerimiz kötülüğe karşı savaşarak canlarını verirken kendisi birlik komutanının verdiği direkt emre karşı gelip itaatsizliği ile övünüyor.
يتباهى بالعصيان. عن طريق عصيان سلسلة من الأوامر المباشرة من قائده. في حين أفضل شبابنا يضحّون بحياتهم ضد الشر.

Binanın internet sitesi tüm birimlerin akıllı telefon teknolojisiyle donatıldığıyla övünüyor.
موقع المبنى يتباهى بامتلاك كلّ الوحدات تكنولوجيا "المنزل الذّكيّ".

Tuzaklarla donatılmış iki köprü. Urshu sürekli onlarla övünüyor.
جسران مُفَخَّخانِ دائماً ما يتباهى بهما (آرشون)

Kendisini mastürbasyon müptelası olarak tanımlıyor, ...aynı zamanda verimli bir mastürbasyoncu olarak biliniyor bu konuda övünüyor bile.
الذي قد يصفه البعض بأنه عاشق للاستمناء الرجل الذي معروف بـ كونه مستمني بغزارة الذي يتفاخر حتى بالاستمناء

Ayrıca zeytinyağı tüccarı Bredani'yi öldürdüğüyle ilgili övünüyor.
وأيضاً يتفاخر بقتله لـ (بريداني) قاتل الزيتون

övünüyor çünkü o yapmadı, Booth.
هو يتفاخر لأنه لم يفعلها بوث

Ama film yıldızı, kendi gösterilerini yapmasıyla övünüyor.
لكن الولدَ السينمائيَ، الذي يَتفاخرُ حول عَمَل أعماله المثيرةِ الخاصةِ.

Daire tuttum diye övünüyor muydu yoksa?
هل يتباهى بشقته؟ .

Urshu sürekli onlarla övünüyor. Neyse ki hilebazım.
ـ (يورشو) يتفاخر بهما جداً ـ من الجيّد إنّي محتال

- Cole anlattı. Bir aydır falan bununla övünüyor.
-كول) أخبرنا، كان يتفاخر بذلك منذ شهر)

Darcy kesinlikle bu yaptığıyla övünüyor.
دارسي) يتفاخر عن ذلك) مع المقربين منه

- Adamımız olmakla da kalmıyor, bir de yaptığıyla övünüyor.
- أوه، نعم، هو ليس فقط الرجل، هو يَتفاخرُ تقريباً حوله.

- övünüyor bir de. - Bu mu?
- هو يَتفاخرُ حوله.