| Hayatımın üç yılını geri istiyorum. Ama Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ثلاث سنوات من حياتي مرة أخرى , ولكن هذا لن يحدث |
| Ama ikimiz de biliyoruz ki; bunu kimin yaptığını bulana kadar Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | كلانا يعرف بأن هذا لن يحدث حتى نجد من الذي فعلها |
| Bunu anla artık, Sutton, Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | حسنا لقد اخذتيها مني , ساتن هذا لن يحدث ابدا صوت لورال عظيم |
| Öyle bir şey olmayacak, kardeşim. | Open Subtitles | لا تقلق .. لن يحدث ذلك الشيء يا أخي الصغير |
| Eh, Öyle bir şey olmayacak. Bu gece yaptığımız operasyon, harika bir operasyondu! | Open Subtitles | لن يحدث هذا إنها عملية لطيفة سنجريها مع بعض |
| - Hadi dostum. Sadece biraz şarap. - Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | بربك, إنه القليل من النبيذ أنا جاد, إن ذلك لن يحدث |
| Aynı şeyi Huffner'ın evine de yapmak istiyorum. Hayır, Öyle bir şey olmayacak, Ajan Winter. | Open Subtitles | أحب أن أفعل المثل لمنزل هافنر لا,هذا لن يحدث عميله وينتر |
| Öyle bir şey olmayacak. Ama ne yapacağımı söyleyeyim. Size beleşe bir tavsiyede bulunacağım. | Open Subtitles | هذا لن يحدث , لكن سأخبرك ما سأفعل سأعطيك نصيحةً مجانية |
| Öyle bir şey olmayacak sen de ağzını sıkı tutacaksın. | Open Subtitles | هذا لن يحدث أبداً، وأنتَ لن تخبره أيضاً. |
| Öyle bir şey olmayacak. Beni yapmak istemediğim bir şeyi yapmam için zorlamıyor. Şimdi izin verirsen hala derisi olan yerlerime krem sürmem lazım. | Open Subtitles | هذا لن يحدث انها لن تضغط على لفعل شىء لا أريد فعله أستأذنك سوف أذهب لوضع المطهر على الأماكن التى ماذالت بها جلد |
| Bu soruşturma sonlanmadan Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | هذا لن يحدث حتى نضع إستنتاج في هذا التحقيق |
| Birbirlerinden nefret etmeleri gerektiğini unutmuşlar. Öyle bir şey olmayacak? | Open Subtitles | و لقد نسوا بأنهم يجب بأنَ يكرهوا بعضهم هذا لن يحدث |
| Öyle bir şey olmayacak. Ama eğer olursa, öyle yap. | Open Subtitles | حسناً ، لن يحدث ذلك لكن ، أجل افعل ذلك |
| Kağıtları imzalayamam artık. Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لا أقدر على توقيع الأوراق الآن لن يحدث ذلك |
| Sana çok yakın Toretto. Şu an benim görüş alanımdan çıktı. Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ــ إستمر في تتبعه و لا تفقده ــ لن يحدث ذلك |
| Öyle bir şey olmayacak. Ya öyle ya böyle o şey bugün ölecek. | Open Subtitles | لن يحدث هذا بطريقة أو بأخرى، سيموت ذلك الذكاء الإصطناعي اليوم |
| Ama Öyle bir şey olmayacak, değil mi? | Open Subtitles | و لن يحدث هذا هل سيحدث؟ |
| Saçlarımı yeni düzleştirdim; Öyle bir şey olmayacak yani. | Open Subtitles | قد قمت بتصفيف شعري للتو لذا فإن ذلك لن يحدث |
| Burada birkaç kere dayak yedim ama sana Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | تعرضت للضرب فيها بضع مرات، لكن ذلك لن يحدث معك |
| Öyle bir şey olmayacak. - Bu kadar mı buldun? | Open Subtitles | ـ هذا لن يحصل ـ هل هذا كل ما لديك؟ |
| Öyle bir şey olmayacak, milletvekili, üzgünüm. | Open Subtitles | لن يحصل ذلك يا عضو الكونغرس، آسف، كلّ الأشياء التي يخفونها... |
| Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لا أطول بكثير |
| Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | وهذا لا يحدث. |
| Öyle bir şey olmayacak, tamam mı milyonlarca yıl da geçse, ne kadar çok aransa da fark etmez. | Open Subtitles | حسناً، وهذا لن يحدث حسناً؟ ليس في مليون سنه لعينة، لايهم كم أنتِ سيأة أو أي شخص يريد ذلك |
| Böyle bir şeyi kolladığını biliyorum ama Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك تُطلقُ وضعية فرشاةِ الأسنان وهو لَنْ يَحْدثَ |
| Öyle bir şey olmayacak! | Open Subtitles | ذلكَ لن يحدث |