özürler, şartlı tahliyeyi bekleyen mahkûmlar içindir. | Open Subtitles | الاعتذارات هي للمدانين الذين يبحثون عن اطلاق السراح المشروط |
özürler ayak bileğimi iyileştirmez! Sessiz ol Pilot! | Open Subtitles | -لن تشفى الاعتذارات كاحلى اهدأ يا بايلوت |
Ama özürler her zaman haklı olana söylenmez. | Open Subtitles | لكن الإعتذارات ليست دائمًا بشأن كونك على حق |
Ama özürler her zaman haklı olana söylenmez. | Open Subtitles | لكن الإعتذارات ليست دائمًا بشأن كونك على حق |
Tek yaptığım tiksinerek korkaklığıma özürler bulmak. | Open Subtitles | كل ما أفعله هو صُنع الأعذار لجبني من خلال الغثيان |
Büyümekten korkup, evde kalmak için özürler uyduran biri. | Open Subtitles | شخص يحتفظ اختراع الأعذار للعيش في المنزل لأنه خائف جدا أن تنمو للتو بالفعل. |
Bir başka fırtınanın gürültüsü ve suçlu İngiliz Hükümetinden sonu gelmeyen kof özürler. | Open Subtitles | مجرد هزيم رعد اخر مجرد إعتذارات جوفاء من المذنبين في مراكز الحكم |
Şu özürler güçlü şeyler. | Open Subtitles | كم هي قويّةٌ هذه الاعتذارات |
-Aslında başını belaya sokan özürler oldu, yani evet, resmiyette bir açıklama. | Open Subtitles | -حسناً ... الاعتذارات هي التي أوقعتك في هذا المأزق، لذا فإن هذا تصريح، بشكل رسمي. |
- özürler konusundaki fikirlerimi bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعرف ما هو شعوري نحو الإعتذارات. |
Bayan Mimi, çok özür dilerim. özürler şeytan tüyü gibidir, Bay Amberson. | Open Subtitles | .(أعتذر جدًا يا آنسة (ميمي - .(الإعتذارات كنبتة الهندباء ياسيد (آمبرسون - |
Ve şunu fark ettim ki aynı arkadaşlarımın hikayelerinde olduğu gibi ben de sorumluluk almak yerine özürler uyduruyorum. | TED | وقد قررت أننى قد حصلت على التسوية، تماماً مثل أصدقائى فى تلك المناقشات، حيث روينا قصصً فى سياق قمنا بصنع الأعذار فية، بدلاً عن تحمل المسؤلية. |
Mucizevi kurtarışlar, inanılması zor özürler. | Open Subtitles | التحسنالعجيب، الأعذار الضعيفة. |
özürler, özürler. | Open Subtitles | الأعذار. |
Ne tartlar ne özürler bunu düzeltebilir. | Open Subtitles | إذا لا فطائر أو إعتذارات من الممكن أن تصلح هذا |