Başkan adayı arkadaşım Donald Greenleaf, senin onuruna... özel bir yemek daveti düzenliyor. | Open Subtitles | الليلة، هناك عشاء خاص على شرفك يستضيفه صديقي المرشح الرئاسي السيد دونالد غرينليف |
Güzel takım elbise kentin en iyi yerinde özel bir yemek. | Open Subtitles | بدلة أنيقة عشاء خاص , في أفضل مطعم في المنطقة |
- Es geç, belki sonra. İkimiz oldukça özel bir yemek yesek? | Open Subtitles | كلا، ربما لاحقاً، لمَ لا نتناول أنا وأنت عشاء خاص |
Yarınki düğünümüzün şerefine sana özel bir yemek yaptım. | Open Subtitles | لقد أعددتُ لك وجبة خاصة بمناسبة زواجنا الليلة. |
özel bir yemek planlamıştım. Ne oldu anlamadım. | Open Subtitles | لقد عملت عشاءً خاصًا في المنزل لكن لا أعلم ما حدث |
Her neyse, bir gece özel bir yemek verildi. | Open Subtitles | على أية حال... فى أحد الأيام كان لدينا عشاء خاص |
-Sıkıntı, dediğin Birleşik Devletler başkanının katılacağı özel bir yemek. | Open Subtitles | عشاء خاص مع رئيس الولايات المتحدة. |
Alay komutanı özel bir yemek düzenlemiş. | Open Subtitles | تبًا, قائد الفوج يقيم حفل عشاء خاص |
Öyleyiz. Şef özel bir yemek hazırlıyor. | Open Subtitles | نحن كذلك إن الشيف لديه عشاء خاص |
Bu özel bir yemek. | Open Subtitles | هذا عشاء خاص |
özel bir yemek hazırlatıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم قد اعدوا وجبة خاصة - |
özel bir yemek hazırladım. | Open Subtitles | وقد أعددت وجبة خاصة. |
özel bir yemek planlamıştım. Ne oldu anlamadım. | Open Subtitles | لقد عملت عشاءً خاصًا في المنزل لكن لا أعلم ما حدث |