Bu kuyudaki suyun, yerin altında bulunan bir gölden geldiğini söylerler ve o gölün de büyülü özellikleri var. | Open Subtitles | يُقال أنّ مياه البئر، مصدرها بحيرةٌ جوفيّة، و لتلك البحيرة خصائصُ سحريّة. |
Fakat bu suların iyileştirici özellikleri var. | Open Subtitles | لكنْ لهذا الماء خصائصُ تجديديّة. |
ve ortaya çıkan şu ki beyin resimlerinin olağanüstü özellikleri var. | TED | و اتضح ان صورالدماغ الموضوعة هذه لها خصائص مميزة |
Kontak lens gibi özellikleri var. | TED | ان لها خصائص مثل عدسات النظر. |
Birçok yeni özellikleri var, ön tarafa büyük bir ekran koymuşlar. | Open Subtitles | الكثير من الميزات الجديدة شاشة كبيرة في الامامحيث |
Akılca biraz altta olabilirler ama gördüğünüz gibi bazı doğal özellikleri var. | Open Subtitles | ربما هما أدنى مستوى على الصعيد الفكري ، لكن كما يمكنك ان ترى إنهما يتمتعان بصفات أخرى |
Bebek bezlerinin ilginç özellikleri var. | TED | حفاظات الأطفال لها خصائص مثيرة. |
Ve bu yılın sonlarında, Planck uydusu fırlatılacak ki bu gizli versiyonu, bazı güzel tasarım özellikleri var, bakmalısınız, ve bu uydu çok yüksek çözünürlüklü haritalar çıkartacak. | TED | وفي وقت لاحق هذا العام، وهذا نموذج قمر صناعي جيد، والذي يحتوي على تصاميم جميلة بمزيد من الميزات ويجب عليكم رؤيته... سيتم تدشين قمر بلانك والذي يستطيع التقاط خرائط عالية الدقة. |
Ve tamamı ortak özellikler taşıyor. Hepsi yüksek düzeyde işbirliği içinde, herbirinin kendine has özellikleri var ve çoğunlukla yaygın teknoloji kullanıyorlar. Bilgi aktarımı ve müfredat ile değil de sorularla, problem tanımlarıyla ve projelerle başlayan bir eğitim sistemleri var. | TED | ولديهم كل الميزات فهم متعاونون جدا . .ويركزون التعليم على الطالب كل على حدى ويستخدمون التكنولوجيا ويبدأون من طرح الاسئلة دون فرض الاجوبة ومن طرح المشاكل والمشاريع وليس من فرض المعلومات والمناهج التعليمة |
Harriet Smith'in, Bayan Elton'da bulunmayan bazı birinci sınıf özellikleri var. | Open Subtitles | تتمتع (هارييت سميث) بصفات راقية تفتقر إليها تماماً السيدة (إلتن). |