Sadece özgüvenini artıracak bir şey böylece kıza açılacak ben de nefes alabileceğim. | Open Subtitles | مجرد شيء لزيادة ثقته حيث يمكنه أن يقوم بإعلان حبه، ويعطيني فترة راحة |
Amigolukta diğer takımı özgüvenini sarsarak yıkarız. | Open Subtitles | في التشجيع نحطم الفريق الآخر بالتقليل من ثقته بنفسه |
Amigolukta diğer takımı özgüvenini sarsarak yıkarız. Onları zayıf hissettiririz. | Open Subtitles | في التشجيع نحطم الفريق الآخر بالتقليل من ثقته بنفسه |
Diğer türlü bence hiç olmaz. Belki de ilk başta özgüvenini kazanmanı sağlamalıyız. | Open Subtitles | لا أظن أن الأمر سيجدي معك بطريقة آخرى، ربما علينا تحسين ثقتك بنفسك أولاً |
Bazen sıkıntıyı atlatman, özgüvenini geri kazanman gerekir. | Open Subtitles | حسنا, أحيانا تحتاج الى شيء بسيط يساعدك على أسترداد ثقتك بنفسك. |
Eğer biri ona iyi davranırsa belki bu onun özgüvenini arttırır. | Open Subtitles | لعله اذا كان الشخص رائع في التغيير wسوف يعيد لها ثقتها. |
Eğer oraya gidersen, kendine olan tüm özgüvenini yitirecek, ve kendi hakkını aramayı öğrenemeyecek. | Open Subtitles | إذا ذهبت إليه، ستقلل من ثقتها بنفسها، ولن تتعلم خوض معاركها |
özgüvenini kaybettiğini itiraf etmek Scarn için kolay değildi. | Open Subtitles | لم يكن سهلاً على سكارن ليعترف أنه فقد ثقته بنفسه |
Evet, özgüvenini artırmamız gerek. İçgüdülerine güvenmesi gerek. | Open Subtitles | أجل، علينا أن نزيد ثقته بنفسه ونجعله يثق بغرائزه |
Bu durumlarda, böyle biri özgüvenini kaybeder. | Open Subtitles | في هذه الحالات يفقد المرء ثقته بنفسه |
Okulun ilk gününde Manny'nin ihtiyacı olan son şey onun özgüvenini vok etmen. | Open Subtitles | آخر ما يحتاجه (ماني) في يومه الأول بالمدرسة أن تقوم بزعزةَ ثقته بنفسه. |
Çocuğun özgüvenini yok etme. | Open Subtitles | لا تحطم ثقته بنفسه |
Çocuğun özgüvenini yok etme. | Open Subtitles | لا تحطم ثقته بنفسه |
özgüvenini takdir ettim fakat şu durumda gemimi nasıl yöneteceğimi senden öğrenecek değilim. | Open Subtitles | حسناً انا أقدر ثقتك بنفسك لكن أظن في هذه النقطة أعلم كيف أدير سفينتي |
özgüvenini sevdim. | Open Subtitles | أنا أحب ثقتك بنفسك. |
İyice kendini kaybedince özgüvenini kazansın diye ona bir kitap verdim. | Open Subtitles | كانت تشعر بالتشتت قليلاً، لذا أعطيتها كتاب اعتماد على النفس لاستعادة ثقتها بنفسها. |
Onun özgüvenini tekrar yerine getireceksin. | Open Subtitles | سوف تساعدها في إستعادة ثقتها بنفسها |
- Lindsay, özgüvenini kaybetmişti. | Open Subtitles | -لأن (لينزي) فقدت ثقتها بالنفس |