İlk, insanların farklı ücretler ödeyeceği, ama çok sayıda insan ağ başına bir dolar verecek, ve onu almak için bir karara varacak. | TED | أولاً، أن الناس سوف تدفع أسعار مختلفة، لكن أعداد مأهولة من الناس ستأتي للشراء بدولار واحد للناموسية وسوف يتخذون قراراً بشرائها. |
Bu lokantada ücretler makulmü? | Open Subtitles | هل أسعار هذا المطعم معقوله؟ |
Yeni yüzler. Yeni ücretler. | Open Subtitles | أوجه جديدة أسعار جديدة |
Yeni ücretler mi? | Open Subtitles | أسعار جديدة؟ |
Son 30 yılımızı, sabit veya düşen ücretler, eriyip yok olan emekli aylıkları ve roket gibi artan barınma, sağlık ve eğitim ücretleriyle boğuşarak geçirdik. | TED | قضينا الثلاثة عقود الأخيرة ونحن نتناول موضوع ثبات وتدني الأجور وموضوع اختفاء معاشات التقاعد وتلك التكاليف الخيالية للسكن والصحة والتعليم. |
Bunu yapıyoruz çünkü fark ettik ki bir şey yapısal olarak yanlış; 1979 ile 2013 arasında ücretler yalnızca yüzde altı artmış. | TED | نحن نفعل ذلك لأننا أدركنا أن هناك خلل جذري عندما ارتفعت الأجور بنسبة 6% بين العامين 1979 و2013. |
Danimarka'da ücretler o kadar yüksektir ki... | Open Subtitles | الأجور مرتفعة جدا إلى درجة أن الأطفال... |
Bu demektir ki ücretler satış fiyatının yüzde birinin onda üçü olur. | Open Subtitles | هذه الوثائق تخص "نايك". ذلك يعني أن الأجور تصل الى ثلاثة أعشار من واحد بالمائة |